Naci ERİŞ yazdı.

Değerli okurlar,

14 Mayıs seçimini geride bıraktık.

Cumhurbaşkanı 28 Mayıs’ta yapılacak seçimde belirlenecek.

Ancak milletvekili dağılımı gerçekleşti ve AK Parti ipi göğüsledi.

Hem de 2018 seçiminden daha iyi bir sonuçla TBMM’de temsil hakkı kazandı.

Öyle görünüyor ki, 28 Mayıs’ta yapılacak seçimde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kazanmaya daha yakın.

Cumhurbaşkanlığı seçimini ulusal basından daha iyi takip edeceksinizdir.

Ben, seçim sonuçlarını, bu sonuçlara giden nedenleri Aydın bazında ele almaya, siyasi partilerin Aydın performanslarını değerlendirmeye çalışacağım.

İlk olarak CHP’nin Aydın performansı ile başlayalım.

***

Değerli okurlar,

DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti ile ittifak yapan CHP, bir önceki seçimde Aydın’da aldığı 33,9’luk oyunu sadece 35,6’ya yükseltebildi.

Yani, yüzde 1,7 oranında artış yaşandı.

Her ne kadar İl Başkanı Hikmet Saatçi “5 vekil çıkaramadığımız için üzgünüz” dese de bu oran CHP açısından skandaldır.

Muhasebe yapmak yerine seçmeni avutmak, olsa olsa başarısızlığın tekrarını getirir.

Peki nedir bu başarısızlığın sebebi?

Altılı masanın verip vermediği güven, HDP polemiği, ekonomi, Kılıçdaroğlu’nun vaatleri gibi genel başlıkları bir kenara bırakıyorum.

Esas sorular şunlar;

- CHP Aydın’da vatandaşla ne kadar temas etti?

- CHP’li belediyeler olmasa, herhangi bir kalabalık toplayabilecek potansiyeli var mıydı?

- Yeniden aday gösterilen mevcut 3 milletvekili, hangi ilçelerde, kaç mahallede, kaç kişiyle görüştü?

- İttifak yaptığınız partilerin il yönetimleri bu süreçte ne yaptı?

- Gelecek Parti’li Ali İhsan Dilmen sosyal medya yazıları dışında bir çalışma içinde bulundu mu mesela?

- Adaylık için istifa eden DEVA Partisi İl Başkanı Meltem Gürler, adaylığı gerçekleşmeyince nereye gitti?

***

25 Nisan tarihli köşe yazımda “Kılıçdaroğlu kendi göbeğini kendi kesecek” demiştim.

En azından benim takip ettiğim Aydın’da, güvenip listeye yazdığı vekil adaylarının ona katkısının olmayacağını öngörmüştüm.

Öyle de oldu.

Halka yüklenen motivasyon, parti yöneticilerinde ve milletvekillerinde yoktu.

Halk patlama noktasında, vekiller kendi keyfindeydi.

Burada bir hakkı teslim etmek gerekir:

4’üncü sıra adayı Evrim Karakoz gece gündüz çalışarak CHP’ye 4’üncü vekilliği getiren isim oldu.

Nazilli’de Gamze Yolcu Metin ve Çine’de Ziya Yılmaz partisine katkı sunan isimlerdi.

Ancak unutmamak gerekir ki, bireysel çalışmalarla bir yere kadar gidilebilir.

Bütüncül başarı ise örgüt işidir.

Sayın Kılıçdaroğlu yenilgiden Genel Merkezdeki propaganda birimlerini sorumlu tuttu.

Peki, illerde durum neydi?

Anlatacak kelime bulamıyorum.

***

CHP gibi 100 yıllık köklü bir parti, iktidar yürüyüşüne bu şekilde mi çıkar?

Aynı acemilikleri, aynı kötü yönetimi, aynı kötü tercihleri yapıp, halkın her defasında ‘tıpış tıpış’ oy vermesini nasıl bekleyebilirsiniz?

Bunların muhasebesi ve düzeltmesi yapılmadan, seçmene de hesabı verilmeden iktidara yürünemez.

En fazla CHP kendini eritmeye devam eder.