Naci Eriş yazdı
CHP Aydın İl Kongresini izlemek üzere AYMİRA Oteldeydim.
Kafamda, “Bugün kongreden ne başlık çıkar, salonda bir ayrıntı atlamayalım” düşüncesi vardı.
O nedenle salonun süslemesinde adayların pankartlarına, kimin kimle birlikte gezdiğine kadar bütün ayrıntıları incelemeye başladım.
Kongre açılışından sonra Divan Başkanlığına seçilen İzmir Milletvekili Ednan Arslan ve 3 Aydın Milletvekilinin konuşması, faaliyet ve mali raporların okunması derken her şey olağan ilerliyordu.
Salonu hareketlendiren ise önceki dönem İl Başkanlarından Barkan Kalınomuz’un konuşması oldu.
Kalınomuz, kendine has esprili üslubuyla, Hikmet Saatçı’nın siyasetteki uzun süren serüvenini eleştirdi ve ‘değişim’ tavsiye etti.
Son dönem siyasetinde, eleştiriye tahammül neredeyse yok denecek seviyede.
Dışarıda konuşma, sosyal medyada yazma, gazeteye yorum yapma…
Üye doğal olarak kongre salonunda, kürsüde konuşmak isteyecek.
Barkan Kalınomuz da bunu yaptı.
Devreye Divan Başkanı Ednan Arslan girdi.
Önce hatibin sözünü kesip müdahale etti, yetmedi mikrofonu kapattırdı.
Bu, bence yersiz müdahale ortamı gereğinden fazla gerdi.
CHP gibi ‘demokrasi’ vadeden bir partinin kongresinde mikrofonu kapattırmak, Barkan Kalınomuz gibi ele avuca sığmayan bir siyasetçiden hak ettiği yanıtı aldı.
Kongreye 10 dakika ara verildi.
***
Sonra adayların konuşmasına geçildi.
Kendisine söyledim, buradan da yazayım;
İbrahim Gürdal’ın konuşması beni etkiledi.
Propaganda süreci boyunca vekillerin kendisine sırt çevirip, tek aday varmış gibi davranmasına içerlemişti.
Kendisi hafif bir tabirle ‘sitem’ dedi ama sözleri ‘tokat’ gibiydi.
Kongresini tamamlayan ilçe başkanlarının, Hikmet Saatçı ile Ankara’ya götürülmesini eleştirdi, “Bu ziyaret 10 gün sonraya alınamaz mıydı?” diye sordu.
“Meğer bu gidiş ‘Hikmet Saatçı ile bir dönem daha devam’ gidişiymiş, sonradan anladık” dedi.
Hikmet Saatçı’nın milletvekilleri, ilçe başkanları ve belediye başkanları ile birlikte adaylık açıklamasını eleştirdi ve “Bu görüntü, örgütü hafife alan, örgütü yok sayan bir görüntüdür. Bu görüntü ters tepti” dedi.
Bu sözleri salonda büyük alkış aldı.
“İl Başkanı parti değiştirmedi diye niye vefa gösteriyoruz?” diye sordu.
İbrahim Gürdal, “İnsanın canı acıyor” dedi.
Tezcan için 15 yıl önceki ön seçim yarışında sunduğu katkıları, Evrim Karakoz’la yakın mesai arkadaşlığını hatırlatıp şunları ekledi;
- Sayın vekiller gittikleri yerlerde ‘İki adaylı bir seçim olacak’ dediler ama adımı dahi anmadılar.
- Adaylığımı açıkladıktan sonra sadece bir hayırlı olsun telefonu almak hakkım değil miydi?
- Partime karşı bir faulüm yoksa, size bir saygısızlığım yoksa, bana niye sırt çevirdiniz?
Kongre bence burada bitti.
***
Otele ilk gittiğimde “Yaklaşık 500 delege oy kullanır. İbrahim Gürdal 100 ila 150 oy alır” tahmininde bulunuyordum.
Genel değerlendirmeler de buna benzerdi.
Saatçı’nın aldığı 310 oya karşı alınan 237 oy, İbrahim Gürdal’ın konuşmasındaki tespit ve eleştirilerin örgütte önemli bir karşılığı olduğunu ortaya koyuyor.
Hikmet Saatçı’nın işi bu dönem daha zor.
AK Parti’yi demokrasi ekseninde sık sık eleştiren CHP’nin, İl Kongresi sonucunu önüne koyarak değerlendirme yapması şart.
Yoksa yerinde saymaya devam edip, suçu AK Parti’de aramayı sürdürürler.
Bu da benim uyarım olsun.
