Naci Eriş yazdı

İYİ Parti zor geçen 5 yılı geride bıraktı.

2018’de yapılan, ‘seçimin ardından havlu atar’ yorumlarını boşa çıkardı.

Üstelik 2019 yerel seçiminde kendine önemli mevziler elde etti.

Ancak bu iki seçimdeki kazanımlarından çok daha fazlasını son 1 yılda sağladı.

Meral Akşener’in il il gezip gerçekleştirdiği halk buluşmalarının bunda etkisi yüksek.

Hal böyle olunca, oy oranı bakımından olmasa da söylemleriyle İYİ Parti Ankara’da ana muhalefet kıvamına geldi.

Aydın’da ise işler Ankara ile doğru orantılı değil.

***

Malum, 2020 yılında gerçekleştirilen 3 adaylı İl Kongresi süreci, her ne kadar Süleyman Demirci’nin İl Başkanlığı ile sonuçlansa da İl Başkanlığı yarışı kulislerde sürmüştü.

O dönemdeki bazı İlçe Başkanlarının kulis faaliyetlerine İYİ Parti İl Başkanının kötü yönetimi eklenince, Ankara’nın hızını frenleyen bir tablo ortaya çıktı.

İl Başkanının ihracı ile noktalanan disiplin sürecinin ardından, Recep Taner’in göreve getirilmesi, ‘parti içinde sular durulacak’ beklentisini oluşturdu.

Belki çoğu ilçede beklenti karşılığını buldu ancak İYİ Parti’nin kazandığı en büyük ilçe olan Nazilli’ye baktığımızda, durumun içler acısı olduğunu görmemiz gerekiyor.

***

Daha 43 gün önce atanan İYİ Parti Nazilli İlçe Başkanı Mehmet Bingül, kongreden 15 gün önce görevinden istifa etti. Hedefinde Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan vardı.

Bingül özetle şunları söyledi;

“...belediye başkanımızdan garip ve anlaşılamaz ithamlar duymaya başladım.”

“Yönetiminde 12 Cihat Öztürk’çü var. Bu listeyi göreceğime ölsem daha iyiydi’ gibi ifadeler duyduk. Belediye başkanımızın kongreye müdahalesi daha burada başlamıştır.”

“…benim ilçe başkanı olmamı asla arzu etmemiştir…”

“Belediye Başkanının adını kullanan kişiler vasıtasıyla, partililer üzerinde baskı kurulmuştur.”

“…bunların sebebi hem eski ilçe başkanı Cihat Öztürk’e olan alerjisi hem de ilçe teşkilatı ve akabinde il teşkilatını dizayn etme isteğidir.”

İlk kez bir ilçe başkanı, parti içerisinde yaşananlarla ilgili bu kadar net açıklamalar yaptı.

Kürşat Engin Özcan da kısa süre sonra düzenlediği basın toplantısıyla bu açıklamalara yanıt verdi. Özcan’ın hedefinde Mehmet Bingül’den daha çok Cihat Öztürk vardı. Peki ne dedi?

“İspatlamayan şerefsizdir.”

“Kafede oturup karı kız kesmekle başkan olunmaz. Siyaset sahada yapılır”

“Kongre yaptılar parasını ödedim, otobüs tuttular parasını ben ödedim. Onlar bu parti için ne yaptı?”

“3 Kez onurunu kurtardım”

***

Özcan’ın dile getirdiği iddialar üzerine Cihat Öztürk’ü arayıp görüşünü sordum. Özetle şu yanıtı verdi.

“Kem söz sahibine aittir”

“Bu sözler ne kadar belediye başkanın ağzına yakışır, tüm bunları kamuoyunun takdirine bırakıyorum”

“... bu kadar seviyesizleştirmek, bu kadar partimizi zora sokacak ifadelere dönüştürmek kabul edilemez.”

“… bu açıklamalar sağlıklı ifadeler değil.”

3 ismin de açıklamalarını özetle sizlere aktarmaya çalıştım.

Elbette parti içerisinde, perde arkasında yaşananlara tamamıyla hakim olamayız.

O nedenle bir kişiyi suçlu çıkarıp birilerini övmek bizim işimiz olmamalı.

Ancak şunu net bir şekilde söyleyebiliriz;

Kürşat Engin Özcan’ı da sayarsak, 5 yılda 5 ilçe başkanı değiştiren bir parti teşkilatı var.

Ve bu ilçe başkanlarından sadece kendisi, Kürşat Engin Özcan ile barışık.

Tabi insanın kendisi ile barışık olması ‘İYİ’dir.

Ama siyaset ekip işidir.

Bugün harcadığınız kimseleri, yarın sokak sokak arayabilirsiniz.

Ve son not;

Eğer 2019 yılında vaat edilen 30 dev projenin en azından 3’te biri hayata geçirilseydi, bugün Nazilli’de bu kavgaları duymazdık.

İş yapılmayan yerde gıybet hakim olur.

Herkesin bundan ders alması gerekir.