Nazilli’nin genç ve başarılı başkanı Kürşat Engin Özcan,

Hukukçu olmasından da kaynaklanan bilgi birikimiyle,

Aynı zamanda hukuku dolanma kabiliyetiyle,

İYİ Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel’in danışmanı Mustafa Alper Bakan’ı,

Özel Kalem Müdürlüğüne atayıvermiş.

İYİ olmamış mı sizce de?

(Bu arkadaşın danışman olduğunu nereden biliyorsun?’ diyecek olursanız, İYİ Parti’li vekil Ayhan Erel’i aradım, sordum. Siz de sorun, size de ‘Doğrudur, danışmanım’ deyiversin.)

Bence çok İYİ olmuş.

Sadece bana göre değil, mesela İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin’e göre de İYİ olmuş.

Aradım, sordum;

- “Sayın vekilim ne dersiniz bu işe?”

Şöyle yanıtladı:

- “Belediye başkanının istediği şahsı Özel Kalem Müdürü yapma yetkisi var. Özel Kalem Müdürlüğü için sıra yoktur. Fevkalade özel, fevkalade hususi bir durumdur. Hiçbir yöneticiyi özel kalemine şunu veya bunu atadın diye yargılamak mümkün değildir.”

Araya girdim;

- “Ama Sayın Vekilim, atanan kişi sıradan biri değil, İYİ Parti’li vekilin danışmanı. Siz başkan olsanız böyle bir atama yapar mıydınız” deyiverdim.

Sayın vekilin o konuda bilgisi yokmuş, yorum yapmadı.

Ben de sayın vekile saygı duyup telefonu kapattım.

***

Sayın vekilin konuyu tam olarak bilmemesine saygı duydum ancak İYİ Parti’li danışmanın İYİ Parti’li Belediyede müdür olması kafamı karıştırmaya devam etti.

Üstelik çok önemli bir ‘hülle’ iddiası ortada duruyordu.

Konuya vakıf olmayan okurlarımız için ‘hülle’ konusunu da izah edeyim.

Efendim, Özel Kalem Müdürlüğü kamu kurumlarından ‘istisnai’ bir kadro olarak geçiyor.

Sizlerin çocukları yıllarca didinip KPSS kazanacağım da bir yere atanacağım diye hayatlarının en heyecanlı döneminden feragat ederken, lisans mezunu bir kişi, Özel Kalem Müdürlüğü kadrosuna hiçbir sınav koşulu aranmaksızın atanıveriyor.

Tıpkı Nazilli Belediyesinde, İYİ Parti’li vekilin danışmanının atandığı gibi.

Yani, Sayın danışman, pardon Özel Kalem Müdürü, bir sabah uykusundan uyanıp şıp diye 657 Sayılı kanuna tabi bir memur oluverdi.

Üstelik Nazilli’de ne kadar görev yapacağı belli değil.

Hatta Nazilli’ye gelip gelmeyeceği de belli değil.

Bu iddiayı ortaya atan da ben değilim.

Aydın Büyükşehir Belediyesi ve Nazilli Belediye Meclis Üyesi Bülent Sayar.

Sayar, danışmanın Özel Kalem’e atanarak memuriyet hakkı kazandıktan sonra Ankara’ya dönebileceğine işaret ediyor ve Sayın Başkan’a şöyle soruyor;

“Nazilli Belediye Başkanı, Özel Kalem Müdürlüğü kadrosunu İYİ Parti Aksaray Milletvekilinin danışmanını memur yapmak için hülle olarak mı kullanıyor? Özel Kalem Müdürü olarak ataması yapılan arkadaş Nazilli'ye ne fayda sağlayacak? Nazilli'de ne kadar kalacak?”

***

Peki, bütün bunlar konuşulurken Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan nerede?

Muhtemelen makamında oturuyor.

Çünkü tüm gün yol onarım çalışması denetlenmez.

Seçim sürecinde söz verilen 30 dev projenin yerinde yeller estiğine göre, yapacak fazla da bir iş yok.

E haliyle makamındadır!

Neyse, biz konumuza dönelim…

***

Sayın Başkan, yakın çevresi sormasa da halkın yakından ilgilendiği bu konuyla ilgili tek kelime etmiyor.

Etmez, zira ‘Nasıl olsa iki gün konuşulur, üçü gün unutulur’ felsefesini hatmetmiş durumda.

Hatırlayın, daha önce de öyle olmadı mı?

Mesela, Kamu İhale Kurumundan dönen parke taşı ihalesi? (Neyse ki kamu kurumları onunla ilgileniyor)

Mesela, Nazilli Belediyesine 23,5 milyon liraya mal olabilecek İnci Yaşam projesi ile ilgili İçişleri Bakanlığı denetleme raporu?

Hangisiyle ilgili kamuoyunu aydınlatıcı bir açıklama yaptı?

Hani varsa mantıklı bir izahı, biz de hakkıyla dinler, hata yaptıysak boşa çene patlatmayız, değil mi?

Ama o işler öyle olmuyor Nazilli’de.

“Ben susarım, millet uyur, sonra unutulur” deyip kulağının üstüne yatıyor Sayın Başkan.

Vatandaşı yok sayıyor,

‘Kürşat Engin Özcan sessizliği’ dediğimiz tam da bu.

Neyse, bizim uyumaya niyetimiz yok.

Yarın da buradayız!