Geçen haftaki yazımda ulusalcılığın ne olduğuna, ulusalcılıktan ne anladığıma değinmiştim. Bu haftaki yazımda ulusalcılığa dair kimi çevrelerde var olan yanlış algılar üzerine izlenim ve düşüncelerimi aktaracağım.

Ulusalcılık Hakkında Makale: Ulusalcılık Hakkında

        Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmak, Mustafa Kemal’in devrimci olduğunu savunmak ulusalcılık mıdır?

        Doğrudan evet cevabı verilemez bu soruya. Kuşkusuz ulusalcılar, Atatürk’ü devrimci olarak kabul eder ve cumhuriyetin kazanımlarına kıskançlıkla sahip çıkılmasını gerektiğini düşünürler. Lakin komünistler de sahip çıkarlar cumhuriyetin kazanımlarına. Ve devrimci olarak kabul ederler Atatürk’ü. Ne var ki, komünistler ulusalcı değildirler. Evet, cumhuriyet bir devrimdir, lakin son tahlilde bir burjuva devrimidir. Atatürk bu toprakların büyük devrimcisidir. Lakin sınıfsal olarak bir burjuva devrimcisidir. Öznel bir bakışın değil, tarihin ürünüdür bu saptamalar. Ancak değindiğim üzere, Atatürk’ü devrimci ilan etmek, Cumhuriyetin ilerici karakterini selamlamak kimi çevreler nezdinde otomatikman ulusalcılıktır! Büyük bir yanılgıdır bu.

        Kürt siyasetine sınıfsal başlıklardan ya da emperyalizmle ilişkilerinden dolayı mesafe koymak ulusalcılık mıdır?

        Kimi çevrelere göre, evet!

        Komünist siyasetin emperyalizm karşıtlığı ilkeseldir mesela. Bu nedenle, emperyalizme net şekilde tavır almayan ya da emperyalizmle ortaklık ilişkisi tesis eden hareketlerle müttefik olmak komünistler yönünden imkânsızdır. Keza sermaye sınıfına bakış konusu için de geçerlidir bu tavır. Sermaye egemenliğini sorgulamayan, piyasa ekonomisini açıktan reddetmeyen hareketlerle komünistlerin işbirliği söz konusu olamaz.

      Kürt siyasetini eleştirmek, emperyalizm gibi, sınıfsal başlıklar gibi temel konularda mutabık olunamaması nedeniyle Kürt siyasetiyle ittifak kurmamak ulusalcılıktır kimi çevrelere göre. Kürt sorununu kabul etmek, Kürtlerin eşitlik ve özgürlük yönündeki taleplerini savunmak da yetmez bu yakıştırmadan kurtulmak için. Ulusalcı olup olmadığınızı Kürt siyaseti karşısındaki konumlanışınız belirlemektedir yani!

       Hatırlarsınız; AKP ve Gülen Cemaati, ABD projesiyle devleti eli geçirmek, cumhuriyeti tasfiye etmek için Ergenekon operasyonlarını tertiplemişlerdi. Kimileri de bu operasyonları demokratikleşme, askeri vesayetten kurtulma, derin devletin tasfiyesi olarak alkışlıyorlardı.

       Komünistler, Ergenekon operasyonlarının demokratikleşme ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, bu sürecin cumhuriyet karşıtlarınca devletin ele geçirilmesi planı olduğunu söylediklerinde otomatikman ulusalcı ilan ediliyorlardı gene! Üstelik Ergenekon davalarında yargılanan birçok kimseyle ideolojik olarak karşıt konumda olmanıza, birçoğunun yıllarca ABD’ye hizmet ettiğini, sola karşı düşmanlıkta ciddi roller üstlendiklerini söylemenize rağmen yakıştırma değişmiyordu. Ergenekon operasyonlarını desteklemiyor, orada demokratikleşme görmüyorsanız ulusalcıydınız!

       Örnekler kuşkusuz artırılabilir. Lakin kanımca yeterli. Ulusalcılığı ele alırken çıkış noktalarımız doğru olmayınca yakıştırmalarımız da isabetli olmuyor ne yazık ki.

        Özetle, kimi çevrelerde çok yanlış biçimde ele alınmaktadır ulusalcılık. Meselelere sınıfsal açıdan bakmayınca, toplumsal süreçleri tarihsel yönden değerlendirmeyince sapla saman karışıyor doğal olarak.

        Yineleyelim: Komünistler ulusalcı değildir.