Aydın Barosu, bir süredir yönetimde yaşanan istifalarla gündemde.

Aslında şaşırtıcı değil.

Avukatlar arasında uzun süredir devam eden huzursuzluğun yönetim kurulu üyelerine de sirayet ettiği biliniyordu.

Nedenini genel olarak sıralamak gerekir ise; yönetimde çalışma barışının yok olması, kararların bireysel ya da dar grup içinde alınarak yönetime dikte ettirilmek istenmesi, birçok çalışmanın gerekçesiz engellenmesi ve ilgili/ilgisiz her ortamda boy gösterme telaşı denilebilir.

Bu sürecin sonunda iki yönetim kurulu üyesi görevlerinden ayrıldı. İstifa dilekçelerinde de Gökhan Bozkurt’a yönelik eleştirileri yer aldı.

Aydın Barosu’nun resmi sayfasından da istifalara karşı uzun bir açıklama yayınlandı.

Her ne kadar resmi sayfadan yayınlansa da yönetim kurulu kararı olmadan yapıldığını öğrendiğimiz açıklamada eleştirilere yanıt verilmesini bekliyorduk, öyle olmadı.

Gökhan Bozkurt, kendisine yöneltilen eleştirilere yanıt vermek yerine adeta Aydın Barosu’nun kurumsal kimliği arkasına gizlendi. Üstelik derdinin istifalardan çok, istifaların haberleştirilmesi olduğunu anladık.

***

Ne dedi Bozkurt?

“Bir süredir bilinçli olarak yaratılmaya çalışılan algı ve kamuoyunu gereksiz yere meşgul eden paylaşımlarla haberler üzerine, aşağıdaki açıklamayı yapma gereği doğmuştur…”

“…bu açıklamamız, çekilmek istenildiğimiz kişisel polemikler seviyesine inilmeden ve kamuoyunu ilgilendirmeyen hususlara yer verilmeden,  kurumsal çerçevede yapılan bir açıklamadır…”

“…Basın ve sosyal medyada yapılan haberler neticesinde kamuoyunca görüldüğü üzere, başka istifaların geleceği ve Aydın Barosu’nda bir kriz olduğu algısı yaratılmaya çalışılmış…”

“…Ancak, tevessül edilen bu eylem ve çabalar, medya yoluyla kamuoyu önünde de tartışmaya açılmak suretiyle kurumsal kimliğimize zarar vermeye yönelik…”

Yani diyor ki;

*Aslında ‘krizlik’ bir durum yok ancak basın yoluyla ‘kriz varmış’ gibi gösteriliyor.

*Kamuoyu gereksiz yere meşgul ediliyor.

*Aydın Barosu’nun kurumsal kimliğine zarar veriliyor.

Açıkçası yadırgadım.

***

Her platformda ifade özgürlüğünden dem vuran Gökhan Bozkurt’un eleştirilere yanıt vermek yerine, ‘Ya bunlar kamuoyunu ilgilendirmez ki’ tavrını anlamak mümkün değil!

Madem öyle, varsayalım ki Aydın Barosu yönetimi tartışılamaz. Peki biz avukatların çatı meslek örgütü olan Türkiye Barolar Birliği yönetimini niye her gün tartışıyoruz?

Neden Gökhan Bozkurt bu konuda haber yapılması için yoğun çaba sarfediyor, hemen her gün basına yeni bir açıklama servis ettiriyor?

Aydın Barosu’nda yaşananlar kamuoyunu ilgilendirmiyor da söz konusu TBB olunca mı ilgilendiriyor?

Yok öyle şey!

İşgal edilen makam, adaletin üç sacayağından biri kabul ettiğimiz avukatlara ait.

Adaleti savunmak da hepimizin görevi.

O nedenle, gayet tabi ki bizleri de ilgilendiren bir durum söz konusu.

***

İsterim ki, Aydın Barosu iç tartışmalarla anılmak yerine, görevinin gerektirdiği her alanda daha etkili şekilde yer alsın. Biz de çalışmalarına sayfalarımızda geniş geniş yer verelim.

Bu tartışmalara son vermek Aydın Barosu Başkanının görevi.

Ancak bunu daha baskıcı, daha otoriter anlayışla çözmek mümkün değil.

Kafamızı kaldırıp biraz çevreye bakmak, eleştirilerden ders almak ise birebir ilaç olacaktır.