Son dönemde siyasi bölünme ve ayrışmalar üzerinden “rant kavgasının” yoğun yaşandığı yerler olarak belediyeleri görüyoruz.

Bunu ‘Aydın’ için söylemiyorum.

Güneydoğudaki belediyelerin teröre verdikleri destek üzerine, devletin tedbir almak için çektiği sıkıntılara hepimiz şahit olduk.

Batıda çoğu ildeki aynı partiden başkanların arasındaki kavgaların sebebi de bu olsa gerek.

Aydın’da da durum malum…

Şehirleşen nüfus, buna bağlı belediyelerin kaynakları arttıkça, şehirdeki rant kavgası da büyüyor.

Her neyse konuya girelim.

Konumuz ‘bel’ uzantılı şirketler.

“Nerden çıktı bu ‘bel’ işi?” diyebilirsiniz.

Siyasetin finansmanına çare arayan başkanların icadı olsa gerek!

1990’larda belediyeler ve belediye başkanları ‘rantiyeci’ yarattığı yönünde eleştirilirdi.

“Şu müteahhit, şu fırın, şu manav, şu tüccar, şu çiçekçi başkanın adamı” denirdi.

Başkan da belediye işlerini bu adamlara verdirir, siyasetin gerektirdiği görünmez masrafları da bu kişilere ödetirdi.

Bu model ‘yasaya uydurulan’ ama ‘kamu vicdanını rahatsız eden’,  ‘gizli siyaset finansman modeli’ idi.

O dönemlerde; bu işler taşrada çok hoş karşılanmaz, dolayısıyla her esnaf da bu işlere yanaşmazdı.

Yanaşan esnafın da ‘eninde sonunda işlerinin, düzenlerinin bozulduğu, yuvalarının dağıldığı’ nesilden nesile anlatılırdı.

Sonrası mı?

Köprünün altından çok sular aktı.

Şehirleşen nüfus, taşra nüfusunu üçe, beşe, ona katladı.

Şehire gelen vatandaş ‘devletten geçinmeyi uyanıklık’

Şehirli başkan da ‘seçim giderlerini cepten harcamanın enayilik’ olduğuna kendini inandırdı.

Şehirli başkan siyasetin gizli finansman modeline çare ararken ‘bel’ şirketlerini icat etti.

Böylece yeni moda; ‘Bel’ uzantılı şirketlerle tanıştı Türkiye.

‘Şehirli başkan’ şirket yöneticilerini ağzı sıkı, telefon görüşmelerine dikkat eden, sadakat testinden başarıyla geçmiş, harcamaları yasaya uydurmada profesyonel isimlerden seçmeye özen gösterdi.

‘Bel” şirketinde; personel gideri belediyenin, sermaye belediyenin, araç gereç belediyenin. Kazanç şirketin. Yüzde 100 karlılık.

Hangi esnaf bu şirketle rekabet edebilir?

Rekabet kurumuna dava konusu olabilir mi? İleride olacaktır.

Tabi ki yerel esnaf bu işe tepkili.

Her şey yasaya uygun olabilir ama esnaf, kamu vicdanı bu yapılanmadan rahatsız.

Vatandaşa göre;

 ‘Bel’ uzantılı şirket ‘başkanın arpalığı’, ‘yasaya uygun hale getirilmiş soygun yeri…’

Vatandaşa göre;

Şehirli Başkanlar ‘Bel’ uzantılı şirketlere çalışıyor ve bu yolla ‘kamu kaynakları ve vatandaşın anası ‘bel’leniyor.

Eskiden;

Sağcılar ‘yetimin hakkı’, ‘70 milyonun kul hakkı’ diyerek Allah korkusu ile devlet malını korurdu.

Solcular ise; ‘Sosyal adalet’, ‘işçinin emekçinin hakkı’, ‘hakça bölüşüm’ söylemleri ile devlet malına zarar vermez, verdirmezdi de.

Her ikisi de ahlakçılık temelli hareket ederdi.

Ya şimdikiler?

Birliktelik sebebi ‘devleti söğüşlemekse’

Her gün  “sağ sol kardeş, ispiyonlayan kalleş” andını içiyorlar.

“Fırsat bu fırsat” deyip, ‘çocuklarımızın akrabalarımızın yedi göbek sülalemizin istikbalini nasıl garantiye alırız’ derdindeler.

Yazık… Hem de çok yazık…

Devlet ‘bel’ uzantılı şirketler işine bir dur demeli…

İktidar milletvekillerimiz de konuyu meclise taşımalı…

Yasadaki boşlukları tespit için mecliste komisyonlar kurulmalı.

Bir yasa taslağı hazırlanıp görüşe açmalı.

Yasa taslağının başına da kalın harflerle;

“Belediyecilik kasap işletmeciliği değildir”

“Belediyecilik spor kulübü işletmeciliği değildir”

“Belediyecilik bakkal İşletmeciliği değildir”

“Belediyecilik limon lahana marul satış işletmeciliği değildir”

Yazılmalı…

Aksi takdirde çok yakında;

“SPORTİFBEL”,“ECZANEBEL” ,“OTOLASTİKÇİBEL”, “OTOPARÇABEL” “OTOYIKAMAYAĞLAMASERVİSBEL”  şirketleri kapıda.

Bizden söylemesi.

Kalın sağlıcakla.