Naci Eriş yazdı

Duruşma salonlarında yazar:

"Adalet Mülkün Temeldir!"

Mülkün temelinin adalet olduğu kadar, adaleti sağlamanın temel ilkesi şeffaflıktır.

Bu nedenledir ki “kovuşturmada aleniyet” ilkesi Anayasaya konulmuştur.

Yani yargılama süreci, kamuoyuna açık bir şekilde yürütülür.

Esasında bahsettiklerim, dünya genelinde geçen yüzyıllarda çözülen, hukuk dünyasının gündeminde olmayan bir konu.

Peki, Aydın Adliyesinde mülkün temelini ararken, adaletin temel ilkesinden faydalanabiliyor muyuz?

Burada işleyiş biraz farklı oluyor.

Yanlış anlaşılmasın, elbette bu temel ilkeye riayet eden, kararlarında olduğu gibi duruşmayı yönetiş biçimiyle de takdir toplayan ve saygı duyulan hakimlerimiz var.

Ancak bu anayasal haktan bihaber olan hakimlerimiz de mevcut.

***

Uzunca bir süredir basın mensubu arkadaşlarımız, önceden kamuoyuna mal olmuş bazı dosyaların duruşmalarını izlemek istediklerinde güçlükle karşılaşıyor.

Bazı hakimlerimiz bu konuda anayasal hakkımıza saygı gösterirken, bazıları ise “Ben yaptım, oldu” mantığıyla hareket ediyor.

Yeni değil, 2016 yılından bu yana sık sık gittiğim Aydın Adliyesinde anayasal hakkımıza saygı duyan ya da keyfi bir şekilde engelleyen hakimlerle karşılaştım.

Basın mensubu olarak yaşadığımız sıkıntılar bir yana, son olarak Perşembe günü bir yakınımın müşteki olduğu davanın duruşması için Aydın Adliyesindeydim.

Asliye Ceza Mahkemelerinden birindeki duruşmaya izleyici olarak katılmak istediğimde, hakime hanımın “olur” vermemesi üzerine içeri giremedim.

Oysa “kapalı duruşma” kararı yoktu.

Herhangi bir güvenlik riski ya da salonda kalabalık da yoktu.

Hepi topu 6 kişiydi içeridekiler.

Ben de katılsam 7 kişi olacaktık ama olmadı.

Şaşırdım, kızdım, “yargıya saygımız sonsuz” deyip koridorda kaldım.

İnsan yine de anayasal hakkını kullanamamanın, hem de keyfi bir şekilde engellenmenin tepkisini dile getirmeden edemiyor.

Kaldı ki uzun yıllar Silivri'de Ergenekon ve Balyoz Davalarını, Beşiktaş Adliyesinde Türkiye'nin bir dönemine ve hukuksuzluk tarihine damga vuran duruşmalarını takip ettim.

Fiziki imkansızlıklarıyla ünlü Beşiktaş Adliyesinde alınmadığımız duruşma olmadı.

Kamuoyuna mal olan birçok dosyada hakimlerin izleyiciler için imkanlar dahilinde hiçbir engelleme yapmadığına şahit oluyoruz.

Peki nedir Aydın’ı özel kılan?

Yoksa her ilde böyle keyfilikler var da biz sadece kendi tecrübe ettiğimize mi vakıf oluyoruz?

Yargıya, hakimlerin kararlarına saygı gösterilmesi gerektiğini, yargıya yapılan seviyesiz eleştirilerin bize yarardan çok zarar getireceğini, içeriğini bilmediğimiz dosyalar hakkında asla yorum yapamayacağımızı sık sık dile getiren bir gazeteciyim.

Ancak bu keyfiliği de açıkçası kabullenemiyorum.

“Kovuşturmanın aleniyetini” bile sağlamaktan imtina eden hakimin kararlarını sorgulayanlar haksız mıdır?

Ne dersiniz?