Koronavirüs salgını tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de alışılagelmiş yaşamı son derece olumsuz şekilde etkilemiştir. Beklenmedik ve öngörülemeyen bir şekilde eğitim öğretim faaliyetleri de bu salgından etkilenmiş ve okul öncesinden yükseköğretime kadar tüm kademelerde eğitim öğretim faaliyetleri hızlı bir şekilde duraklatılmıştır. Eğitim kurumlarının eğitime zorunlu şekilde ara vermesi ve karantina süreci nedeni ile bireylerin izole bir ortam yaratma zarureti nedeni ile bu defa uzaktan eğitim ile bu boşluk doldurulmaya çalışılmıştır. Ne yazık ki eğitim kurumlarının büyük bir çoğunluğu bu süreçte hazırlıksız yakalanmıştır. Bu nedenle de 2019-2020 eğitim öğretim döneminde velilerin ve öğrencilerin birtakım memnuniyetsizlikleri ortaya çıkmıştır.

Bu sorunların başında eğitim ve öğretim dönemi başında anlaşılmış olmasına rağmen yüz yüze eğitime devam edilememesi, okulların fiziki imkanlarından yararlanılamaması ve uzak eğitim için gerekli olan internet altyapısı ve uzaktan bağlantı programlarının yetersizliği gelmiştir. Sonuç olarak da eğitim ve öğretimin, sözleşmede kararlaştırılan nitelikte yerine getirilememiş olması nedeni ile dönem başlamadan belirlenen ücretlerin ödenip ödenmeyeceği, ödenen ücretlerin de iade edilip edilmeyeceği hususu bir muamma olarak kalmıştır.

Burada süreci 21 Eylül 2020 itibari ile başlayacak olan eğitim öğretim dönemi ile tamamlanan 2019-2020 eğitim ve öğretim dönemi olarak ikiye ayırmamız gerekmektedir.

Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk’un açıklamaları doğrultusunda 2020-2021 eğitim ve öğretim döneminde özel okulların yüz yüze eğitime başlayamaması halinde her okulun kendi imkanlarına göre belirleyeceği oranda bir indirim yapma konusunda bir konsensüs olduğunu hatırlatmak isterim. Bu meyanda velilerin yüz yüze eğitime göre uzaktan eğitim verilmesi halinde ücretlerin belirlenmesi konusunda hakkaniyet indirimi taleplerinde haklı oldukları da açık bir şekilde kabul edilmiş olmaktadır.

Ancak Milli Eğitim Bakanlığı ve özel okulları temsilen yapılan açıklamalarda 2019-2020 eğitim ve öğretim döneminde pandemi süresi içerisinde servis ve yemek ücretleri dışında herhangi bir ücret iadesi yapılacağı belirtilmemiş idi. Doğal olarak da veliler bu ücretleri ödemek zorunda kalmış, ödemeyenler ise özel okullar ile alacak-borç ilişkisi nedeni ile ihtilafı düşmüştü. Peki ama 2020-2021 eğitim ve öğretim döneminde özel okulların uzaktan eğitim yapılması nedeni ile okulların ücretlerde indirime gitmesine karşın 2019-2020 eğitim ve öğretim döneminde bu ücretleri iade etmek istememesi nedeni ile ortaya çıkan çelişkide kim haklı?

Covid-19 salgını nedeni ile yaşanan pandemi süreci, mücbir sebep olarak kabul edilmelidir. Her ne kadar virüs salgını nedeniyle yaşanan bu sürecin mücbir sebep olduğuna dair açık yasal bir düzenleme bulunmasa da kıyas edilmeye uygun yargı kararları ve doktrinsel görüşlere göre bu süreç mücbir sebep tanımlarına uymaktadır. Bu mücbir sebebin hem özel eğitim kurumları hem de veliler açısında farklı yansımaları söz konusudur. Zira eğitime bir süre ara verilmesiyle eğitimin kaldığı yerden devam edeceği beklentileri bir süre sona ermiş ve eğitim kurumları kapandıktan sonra kapılarını öğrencilerine tekrar açamamıştır.

Bu nedenle önemle irdelenmesi gereken husus 2019-2020 eğitim öğretim dönemi için özel öğretim kurumu ile sözleşme imzalayan velilerin hem sözleşme gereğince hem de hakkaniyet gereğince beklentilerinin karşılanıp karşılanmadığıdır. Eğitim öğretim kurumları, online olarak uzaktan eğitim yöntemleriyle faaliyetlerini sürdürmeye çalışmışlar, bu nedenle de hizmet verdiklerini beyan ederek velilerle olan sözleşmelerin devam etmesi gerektiğini savunmuşlardır. Veliler ise okullarla yaptıkları sözleşmelerin fiziki ortamlardaki eğitim öğretim faaliyetlerini kapsadığını, pandemi sürecinde okulun fiziki imkanlarından yararlanamadıkları, okullarda çalışan personelin kısmi çalışma ödeneğinden yararlandığı, okulun su ve elektrik, temizlik ve sair harcamalarının ciddi düzeyde azaldığı, bu nedenle de sözleşmelerin uyarlanması gerektiğini düşünmektedirler. Bu ihtilafın ülke çapında yeknesak bir çözüme kavuşturulabilmesi her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığının elinde olsa da Milli Eğitim Bakanlığının yemek ve servis ücretlerinin iadesi dışında öğretim ücretinin iadesi hususunda görüş bildirmemesi nedeni ile veliler ile özel öğretim kurumları karşı karşıya gelmiştir.

Özel eğitim ve öğretim kurumları, kazanç amacı güden birer ticari işletmedir. Bu işletmeden eğitim-öğretim hizmeti alan öğrenci velileri ise birer tüketici niteliğindedir.  Bu kapsamda kayıt sözleşmeleri Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre hizmet edimi içeren sözleşmelerden olup, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da hüküm bulunmayan hallerde aynı kanunun 83/1 maddesi uyarınca Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanmalıdır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki özel öğretim kurumları ile veliler arasında akdedilen sözleşmelerde eğitim kurumunun, mücbir sebep nedeniyle sözleşmeden doğan borcunu ifa edememiş olsa bile, sözleşmede kararlaştırılan ücretin tamamına hak kazanmış sayılacağı şeklindeki düzenlemeler yer alıyorsa; bu düzenlemeler Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 5/2 maddesi gereğince kesin olarak hükümsüzdür. Ayrıca tip sözleşme olarak hazırlanan bu sözleşmelerdeki veliler bakımından tek taraflı ağır şartlar içeren düzenlemelerin Türk Borçlar Kanunu madde 20 uyarınca “Genel İşlem Koşulları” niteliğinde olduğu ve Türk Borçlar Kanunu madde 21 uyarınca da bu tarz düzenlemelerin yazılmamış sayılacağı tartışmasızdır.

Özel öğretim kurumlarının uzaktan eğitim vermeleri Milli Eğitim Bakanlığı mevzuatına göre de yasal değildir. Milli Eğitim Bakanlığı, salgın döneminde özel okullara bu yönde bir yetki vermiş ise de velilerle yapılan kayıt sözleşmesinde bu yönde bir hüküm olmadığı için ve ayrıca sözleşmenin esaslı unsuru örgün eğitim olduğu için özel okullar ücret iadesinden kaçınamaz.

Anlatılanlar çerçevesinde velilerin öğretim dönemi başındaki beklentileri karşılayan bir dönem geçirilmedikleri açıktır. Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk’un açıklamaları doğrultusunda 2020-2021 eğitim ve öğretim döneminde özel okulların, uzaktan eğitim verilmesi halinde okul ücretlerinde indirim yapma konusunda konsensüs olduğunu da düşündüğümüzde uzaktan eğitim ile yüz yüze eğitim nitelik itibari ile de eş değer olmadığı kabul edilmiş olmaktadır. Ayrıca yasal bir düzenleme yapılmadığı müddetçe ilk önce sözleşmenin tarafları arasında varsa bu anlaşmanın uygulanması, böyle bir anlaşmanın olmaması halinde ihtilafın yargı mercilerince çözülmesi gerekeceği düşünüldüğünde özel okullar tarafından verilen hizmetin niteliği, tüketicilerin imkanların büyük bir kısmından yararlanamamış olması, harcanması muhtemel kabul edilen okul giderlerin ciddi oranda azalması nedeni ile bütçede verilen fazla da dikkate alınarak hakkaniyet gereğince özel eğitim ve öğretim kurumların  2019-2020 eğitim ve öğretim ücretlerinde indirim yapması ve tahsil ettikleri ücretlerin bir kısmını da iade etmesi gerekecektir.

Salgının bir an önce sona ererek tüm yaşantımızın tekrar normale dönmesi dileğiyle, saygılarımla…