Ülke genelinden 90 yayınevi ve farklı alanlardan 100 yazarın katılımıyla 10 gün sürecek edebiyat şöleninin 7’nci gününde birbirinden değerli yazarlar okurlarına imza dağıttı ve kent sakinleriyle söyleşilerde buluştu.

Pınarbaşı Mesire Alanı’nın eşsiz doğasında kitapların ayrıcalıklı dünyasına yapılan yolculuğun 7’nci günü saat 10.00’da kitap stantlarının ziyarete açılmasıyla başladı. 13.00-19.00 saatleri arasında; Aydoğan Yavaşlı, Mehmet Emin Acun, Ayşe Sözeri, Tuğrul Keskin, Zehra Ünüvar ve Gülhan Taşkın İkiz ve Esra Sağlık okurlarına imza dağıttı ve fotoğraf çektirdi.

İLK SÖYLEŞİ KONUSU ŞİİR OLDU

Efeler’de iş güvenliği ve sağlığı eğitimi verildi Efeler’de iş güvenliği ve sağlığı eğitimi verildi

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü Öğretim Üyesi Esra Sağlık ve yazar Mustafa Ünver saat 16.00’da “Güzün Şiiri Mi, Şiirin Güzü Mü?” adlı söyleşide konuştu. Şiirin tüm yönleriyle masaya yatırıldığı söyleşide; Esra Sağlık, “Bence şiir bir müdahaledir. Yazar müdahale edeceği bir şey seçer ve kendisi için bir müdahale alanı açar. Estetik bir müdahaledir bu, şiirin estetik müdahalesidir. Ters giden şeylere müdahale edebilir. İtirazdır, itiraz edebilir. Bunu sözcükleriyle, imgeleriyle yapar. Şiirin toplumu değiştirme refleksi bu müdahaleden başlar. İnsanın iç dünyasına doğru müdahaleleri yapan şiir, toplumu da işte o noktada dönüştürmeye başlar” sözleriyle şiirin ne için yazıldığını kendi penceresinden anlattı. Sağlık’ın sözleri üzerine yazdığı şiirlerde işlediği konuları anlatarak söze başlayan Ünver ise, “Ben şiirimi kendime açtığım alan içinde sokağın diliyle, içimin diliyle, zaman zaman da aşkın diliyle gördüğümü anlatmaya çaba sarf ettim. Bizim itirazlarımız var. Yaşam biçimlerimize, eğitim sistemimize yapılan müdahalelere karşı şiirle müdahalelerimiz var, gönlümüze konan kuşlarla birlikte aşka müdahalemiz var. Şiirin estetik anlayışıyla bir müdahalemiz var” diye konuştu ve söyleşinin devamında şiirlerinden dizeleri izleyicilerle paylaştı.

UZUNER: “KENDİ MİTOLOJİSİNİ BİLMEYEN HALKLAR KÖKSÜZ OLUR”

Saat 17.00’de ise yazar Buket Uzuner, “Edebiyatta İklim Krizi” isimli söyleşiyi gerçekleştirdi. Davet aldığı belediyeleri araştırdığını söyleyen usta yazar, “Bazen sadece gösteriş için bu tip etkinlikler yapılıyor. Ama kitap kafeleri gördüm ve çok sevdim. O yüzden buraya gelmeliyim diye düşündüm ve geldim” diyerek sözlerine başladı. Uzuner, “Edebiyatçı olmak isteyen gençlere hep şunu söylerim; ‘Edebiyatta şan, şöhret ve para yoktur. Zengin olmak istiyorsanız yazar olmayın’. Türkiye gibi az kitap okunan bir ülkede ünlü olamazsınız. Ünlü olmak milyonlar tarafından tanınmak demektir. Bizde en çok satan kitap 300 bin satıyor. 80 milyon olmakla övünüyoruz ama nüfusu sadece 5 milyon olan Finlandiya ki bizimle aynı dil ailesine, Ural-Altay dil ailesine mensuptur. Orada her kitap Fin dilinin korunması için devlet desteğiyle 1 milyon adet basılıyor. Bizde hâlâ 1 milyon basılan bir kitabımız yok.  Yıllar içinde 1 milyonu geçiyor ama bir defada basılan böyle bir kitap yok. Onlar nerede biz neredeyiz bakın. Bir de aynı kökten geldiğimizi düşünmek gerekiyor. Bu işte dediğim gibi ün ve para yok ama bu işte şu var, eğer memleket meselelerini hikâyeler içinde anlatıyorsanız işe yarıyorsunuz” sözleriyle edebiyatın Türkiye’de hak ettiği değeri göremediğine dikkat çekti. Kaleme aldığı “Toprak” adlı kitabın ortaya çıkma hikâyesini anlatan Uzuner, Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig eserinden nasıl faydalandığını anlattı. Usta yazar, “Kendi mitolojimizi bilmeyen bir milletiz. Diğer milletlerin mitolojisini biliyoruz ama çok zengin bir anlatı kültürümüz var fakat haberimiz yok. Kendi mitolojisini bilmeyen halklar köksüz olur. Bu birikimi kendi kitabımda aktarmak istedim. Kutadgu Bilig’i bir şifreler kitabı gibi kullandım. Ve romanımdaki Umay Nine, Gazeteci Defne Kaman gibi karakterlere işledim” diye konuştu.

ESKİ BAKAN KARAKAŞ: “FATİH BAŞKANI KUTLARIM”

Günün son etkinliğinde ise Eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş, “Ülkemizde Siyaset ve Demokrasi” konulu söyleşide Efeler halkı ile deneyimlerini ve düşüncelerini paylaşarak fikir alışverişinde bulundu. Efeler Belediyesi’nin düzenlediği 1. Efeler Kitap Günleri’nin festival havasında geçtiğini söyleyen Karakaş, Başkan Atay’ı 12 Kitap Kafe, Hanımevleri ve Gündüz Bakımevleri gibi projeleri hayata geçirdiği için sosyal demokrat kimliğine sahip bir siyasetçi olarak tebrik etti. Karakaş, “ Türkiye’nin birinci meselesi demokrasinin eksiksiz hale getirilmesidir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi uygulanmalı, yasama, yürütme ve yargı kesin olarak ayrılmalıdır. Bunun iç içe geçmesinin sorununu yaşıyoruz. Cumhuriyet demek, demokrasiye açılan en büyük yol demektir. Demokrasi ancak cumhuriyetle beslendiği takdirde olgunlaşabilir. Siyasi yelpazede sağ, sol ve merkezde konumlanan partiler birbirinin düşmanı değil rakibidir, demokrasinin prensipleri üzerinde uzlaşmalıdırlar. Türkiye; kadını, erkeği ve çocuğu ile toplumun her kesimi ile demokrasiye layık bir ülkedir. Kendi partim de dâhil olarak söylüyorum, adalet ve eşitlik diyen bir parti kendi içinde de bunu demokrasiyi harfiyen uygulamalıdır” diye konuştu.

Söyleşilerin sonunda Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay, konuk yazarlara teşekkür edip çiçek takdiminde bulundu.