Bindiğin at ya yolun başında; ya da sonuna yakın ölsün, yolun ortasında ölürse vay haline derdi bir Kazak kardeşim. Çok doğru bir söz olduğunu yaşayınca anlıyor insan. Son zamanlarda kendi bindiği atı yolun ortasında öldürmeye çalışan o kadar   insanla karşılaştım ki! Yeter ki atın azıcık güçsüz kaldığını hissetmeye görsünler. Veriyorlar kırbacı! Yolun sonunu görmek istemeden, başka atların terkisine binmenin peşindeler. Yahu arkadaşlar usulsüz vusul olmaz bilmez misiniz? On yedi yıllık süreç içerisinde yaşanan bütün güzellikler bir anda nasıl da unutuluverdi.

En çok da bu süreçte ev, ocak ,araba sahibi olanların, geçmişte girdiği gaz, mazot kuyruklarını unutanların sesi yükselmeye başladı. Yazık ki yapılarak geçilen köprülerin, dereyi geçerken değiştirdikleri atlar yüzünden bir anda nasıl yıkılacağının, hezimete yelken açtıklarının farkında değiller bu kardeşlerimiz. Bir kıvılcım bekliyor kralcı sessizler. Ülkenin geleceğini düşünen mi var? On beş Temmuz iki bin on altı da   vatan millet diyerek tankın önüne siper olanları, iki yüz elli bir şehidin, iki bin yüz doksan altı  vatan sevdalısının  seksen iki  milyon için akıttığı kanların hesabını mı? İki bin yirmi üç, iki bin elli üç, iki bin yetmiş bir hedeflerini kollayanlar karınca misali düşünürcesine yoldalar mı? Tablo ortada doğru söze ne hacet, fırsatçı bazı  karakterlerin kimisi iktidara yanaşmış, mamalanmanın peşinde; kimisi yeni kurulacak parti ya da partilerin etrafında kümelenip nemalanmanın.

Dün dava diyen siyasetçiler bugün eleştiri oklarını neden acımasızca reise yönelttiler? Nerde kaldı bu arkadaşları aynı çatı altında birleştiren değerler? Hani derler ya ateş karşısında bozulmayan altın, altın; altın karşısında bozulmayan kadın, kadın; makam, mevki, kadın karşısında bozulmayan erkek sağlam erkektir diye. Reisin sağlam duruşunu, G 20 zirvesinde etrafında toplanan liderleri, gelmez denilen S 400’lerin Türkiye’ye gelişini Doğu Akdeniz’de yaşanan petrol savaşını F 35 krizinin altında yatan temel nedenin Türkiye’nin   akıl almaz yükselişine ket vurmak adına olduğunu, Çin’in kurmaya çalıştığı blok ve Rusya ile ilişkiler çerçevesinde katedilen yolları görmezden gelmek niye? Bunun yanında eksileriyle artılarıyla vatandaşın görüp tespit ettiği ve aktarılmasını istediği bazı durumları davaya ihanet etmemek adına dile getirmek gerektiğini düşünüyorum. Görmek isteyip de göremeyen gözler ne zaman görecek, işlenmesi gereken yerler nakış nakış hangi dava  adamlarıyla işlenecek, kraldan çok kralcılık yapanların, koltuk sevdasında olup da karakterini ayaklar altına paspas yapanların, Allah tan değil de kuldan medet uman, dava kimliği ardına sığınıp lidere yanlış senaryo aktaran sahte senaristlerin devrine hangi tarihte son verilecek?

Filmin koptuğu yerden devam etme zamanı daha gelmedi mi? Lale devrini bitirme vakti gelip de geçmedi mi? Tavan titreyip kendine dönmedikçe tabanın gemiyi terk etme ve azgın sularla boğuşma hevesi virüs gibi yayılma eğilimine girecektir. Hedef büyük olunca ok atan çok olacaktır. Amaç öze dönmek ise vakit köke sahip çıkma vaktidir. Derman sende  kaptan reis, mürettebatını gözden geçirme zamanı çoktan gelmiş geçmek üzeredir!!!!