Merhaba sevgili okurlar,

Bana bu köşede yazma fırsatı veren Aydın Kulis Gazetesine ve buna vesile olan AYGİAD Başkanına teşekkür ederim.

Açıkçası bana ayrılan bu köşede gündelik ya da iş hayatımızın sorunlarımızdan bahsetmek yerine ölüm yıl dönümünü yaşadığımız şu günlerde Kemal Sunal’ı, bir büyük ustayı, anmak istiyorum ben.

Bizi bize öyle güzel aktarıyordu ki Büyük Usta, oynadığı karakterlere değil kendimize gülüyorduk aslında. Nevi şahsına münhasır kişiliği O’nu herkesten ayırıyordu.

İçinde yaşadığı toplumun sevinçlerine, acılarına ve sorunlarına ortak olabilenduyarlı bir insan ve sanatçıydı Kemal Sunal.Birlikte birçok filmde rol aldığı Emel Sayın, O’nu şöyle anlatıyordu:

“Bir akşam setten çıktık. Kemal, evine yayan gidiyordu. O’nu uzaktan izledim, yol boyunca bir kaç kişiye yardım ettiğini gördüm. Sanırım bunu sürekli yapıyordu. O zaman anladım ki Kemal’in çok güzel bir yüreği var.”

Evet, çok güzel bir yüreği vardı Büyük Ustanın.

Ama O’na olan hayranlığım tek sebebi bu değildi.Bu Büyük Usta, gönüllerde taht kuran ölümsüz aktör, oynadığı karakterleri en yalın haliyle aktarıyordu bize. O’nunla gülmek çok farklıydı.

Bizden önceki nesiller sinemada, biz ise daha çok televizyon karşısında yaşamıştık O’nunla gülmenin keyfini.Oyunculuğu, gülerken ağlatması, tüm duygularını anında aktarabilen ses tonuyla tekrar tekrar izlettiriyordu kendisini bize.

Canlandırdığı karakterlerden bazılarının yeri, bir başkadır bende. Kapıcılar kralı ve çöpçüler kralı ile geçim derdinde olanların hayatlarını, sevdalarını, hayatta kalma mücadelelerini anlatır Usta.Kibar Feyzo ile başlık parasını… Bekçiler Kralı’nda görev yaptığı mahalledeki vatandaşları sömürenlere karşı başkaldırır. Zübük filminde ise bugüne ışık tutup geleceği aydınlatırken yaşayacaklarımız için bizi daha o günlerden uyarır.

Elbette bunlar iyi senaryosu olan filmlerdi.Bu unutulmaz karakterlerin ete kemiğe bürünmesini sağlayıp onlara hayat veren Büyük Usta, oyunculuğuyla eşine az rastlanır bir başarıyla zamansız bir aktör olduğunu ispatlıyordu.

O’nun oyunculuğuyla asla sıkılmıyordu kitleler. Televizyonda karşımıza çıktığı ilk andan kumandayı elimizden bırakıp belki ezbere bildiğimiz repliklerini hala tekrar ediyor oluşumuz bunun en büyük kanıtı belki de… Ya da bir arkadaş sohbetinde biri tarafından başlatılan repliğin diğeri tarafından eksiksiz tamamlanması… Ağız dolusu gülmelerimiz…

Çocuk, anne, babaların, büyük anne büyük baba demeden hepimizin sevgisini kazanan Usta,bu özelliği ile kuşaklar arasına bir köprü kuruyor .

Ölümünün 20. yıl dönümünü yaşadığımız şu günlerde içimizde ve yüzümüzde yarattığı samimi tebessümlerle bizlere yoldaş olmaya devam ediyor.

Sizlerin nezdinde hepimizin Kemal Abisini sevgi ve saygıyla anıyorum.