Naci Eriş yazdı...

Hem ulusal hem yerel basının gündemini uzun süredir meşgul eden bir konu, kamuoyunda bilinen adıyla İnternet Yasasıydı.

‘Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’, AK Parti ve MHP’li milletvekillerinin imzasıyla TBMM gündemine geldi.

Haberi duyduğumuzda, bir grup gazeteci arkadaşımızla birlikteydik.

Gördüğüm kadarıyla, herkeste (En azından benim çevremde) büyük heyecan yarattı.

Günümüz gerekliliklerinin gerisinde kalan yasanın düzenlenmesi, gazeteciler açısından hayati önem taşıyordu.

Örneğin internet sitelerinde görev alan, çok da güzel işler çıkaran arkadaşlarımızın gazeteci statüsünde kabul görmemesi, büyük bir eksiklikti.

Yasayla bu eksiklik giderilmiş olacak.

İnternet sitelerinin resmi ilan ve resmi reklam alabilecek olması, artık sadece ‘sembolik’ olarak yayımlanan birçok gazetenin dijital mecrada hayatına devam edeceği anlamına geliyor.

Bu da büyük bir yükün ortadan kaldırılması olarak değerlendiriliyor.

Bunlar, teklif edilen yasanın olumlu ve uzun süredir konuşulan/beklenen maddeleri.

Ancak yasada, bence gazetecilik mesleğini temelden ilgilendiren kısım, 'İnternet haber sitelerinde resmi ilan ve reklam yayınlayacakların sorumlulukları’ başlıklı bölümde ele alınacak.

Yasa teklifinin 23’üncü maddesinde, 195 Sayılı Basın İlan Kurumu’nun Teşkiline Dair Kanuna geçici 9’uncu maddenin eklendiği belirtiliyor.

Bu maddede, “İnternet haber sitelerinde resmi ilan ve reklam yayınlayacakların taşıması gereken vasıflar ve yerine getirmesi gereken sorumluluklar ile yayma ilişkin usul ve esaslar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Kurum Genel Kurulu tarafından altı ay içinde çıkarılacak yönetmelikle belirlenir” deniliyor.

Resmi İlan alan vasıflı gazetelerin zaten ağır sorumlulukları var.

Resmi İlan almaya aday internet sitelerinin de benzer ağır sorumlulukları olacaktır diye tahmin ediyorum.

Asıl soru bence şu;

“Resmi ilan almayan ancak ‘resmi reklam alma’ hakkına sahip dergi grubu süreli yayınlar ile benzer statüdeki internet sitelerinin sorumluluğu ne olacak?”

BİK Genel Kurulu tarafından altı ay içerisinde hazırlanacak yönetmelikte, bizim de dahil olduğumuz dergi grubu süreli yayınlara ‘sorumluluk’ yüklenmezse, yasanın kadük kalacağı aşikardır.

Çünkü bugün yerel basının en temel sorunu, hiçbir özgünlüğü/hedefi olmayan, sadece bültene dayalı gazete enflasyonudur.

Acilen bu kaosun önüne geçilmelidir.

Gazeteci istihdamını sağlamak için vasıflı gazetelere nasıl asgari kadro şartı koşuluyorsa, internet sitelerinin/dergi grubu süreli yayınların da uyacağı kadro şartı olmalıdır.

Böylece sadece ‘işsiz gazeteci’ sayısını azaltmakla kalınmayacak, hazırlanan yayının içerik anlamında özgünleşmesi ve zenginleşmesi sağlanacaktır.

Web portallarında şeffaflık ve hesap verilebilirlik açısından künyenin öneminden dem vuruyorsak, künyeden daha önemli olan ‘yönetim yeri’ şartı koşulmalıdır. Sadece internet sitelerine değil, diğer süreli yayınlar için de bu şart olmazsa olmazdır.

İşin özeti;

İnternet Yasasının geç de olsa gündeme alınması sevindirici.

Ancak yasa kabul edildiği takdirde oluşturulacak komisyonun altı ay içerisinde hazırlayacağı yönetmelikteki maddeler bizim için belirleyici olacaktır.

Bundan sonra her kafasına esen ‘Ben gazeteciyim’ deyip sahneye çıkabilecekse, yine boşa kürek çekmişiz demektir.

Bekleyip göreceğiz…