“Tüm kadroları ve imkanları ile halktan ve şehirden kopuk değil; halkın ve kentin sorunlarına duyarlı bir kurum olacağız…”

Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, 21 Ocak 2019 tarihinde Atatürk Kongre Merkezi Meandros Salonu’nda gerçekleşen ve geçen Ocak’ta 3’üncü yılını dolduran konuşmasında bu sözleri sarf etmişti.

O günden bu yana ADÜ’de ne oldu?

Olumlu yönde yanıt ararsak, maalesef kocaman bir ‘HİÇ’!

***

Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir’in yönetimindeki 3 yılın neredeyse tamamı, eski Rektör Prof. Dr. Cavit Bircan’la uğraşmakla geçti.

Aldemir önce Bircan’ı açığa aldı, Bircan YÖK tarafından kısa sürede göreve iade edildi.

(Tabi bu sürede Cavit Bircan’ın da boş durduğunu söylemek doğru olmaz.)

Karşılıklı itiş kakışlar büyük bir skandala evrilirken, uzunca bir süre dava dosyalarını takip etmek durumunda kaldık.

Nihayetinde Cavit Bircan yargılandığı davada beraat etti.

Yani 3 yıllık mücadelede, Rektör Aldemir 2-0 yenik duruma düştü.

Tabi bu bir futbol maçı olsaydı, ‘3 puanı Bircan aldı’ der, geçerdik.

Söz konusu ADÜ’nün bugünü ve geleceği olunca, bu kadar rahat davranılmıyor maalesef.

***

Bunun dışında ne oldu ADÜ’de?

Mesela Yüksel Yalova krizi.

Aydın’a yıllarca hizmet eden, sadece siyasetçi olarak değil, entelektüel birikimiyle, bir kültür insanı olarak hizmet eden Yüksel Yalova ADÜ İletişim Fakültesinde görev aldı.

Hangi senaryolarla, hangi yapay krizlerle gönderildiğini hep birlikte gördük.

***

En başta alıntıladığımız, ‘halkın ve kentin sorunlarına duyarlı bir kurum’ yaratmak için ortaya atılan en büyük vaat, ‘Sivil Senato’ kurulmasıydı.

Senato nerede ve ne yaptı? Bilinen ilk toplantısı dışında bir gelişme var mı?

Bizim bildiğimiz yok, duyanlar lütfen anlatsın.

***

Örneğin 2020 yılının Temmuz ayındaki Basın Bayramında, Rektör Hocanın davetine katılmıştık. Tabi, sorunlarımız duyarlı bir üniversite ile karşılaşacağımız düşüncesindeydik. Ne oldu dersiniz?

Rektör hoca bizleri bir güzel fırçaladı, tepkiyi görünce özür diledi. Ancak testi çoktan kırılmıştı.

Elde kalan yine kriz oldu!

***

Nazilli tarafından ADÜ’ye baktığımızda tablonun daha da vahim olduğunu bize gerek kalmadan, Nazillili esnaf odaları hep bir ağızdan geçen hafta yayımladıkları bildiriyle adeta haykırdı.

Uzun uzun yazmayalım ama bildiride yönetimsel yanlışların, üniversitenin Nazilli ayağına, haliyle Nazilli’ye kan kaybettirdiği vurgulandı.

Bu da 3 yılın sonunda yüksek sesle dile getirilen ana konulardan biri oldu.

***

Mesela ADÜ pandemide ne yaptı?

Hiçbir şey!

***

Dünyanın ikinci Türkiye’nin ise ilk Robotik ve Yapay Zeka Enstitüsü, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde (ADÜ) kuruluyordu. Bu da Temmuz 2020’den hatırda kalan bir konu.

Hatırda kalması dışında ne gördük?

Hiçbir şey!

***

Devam edersek yazı uzar da uzar.

Bülent Ertuğrul hoca gibi, ADÜ’yü çeşitli baskılar sonucu terk edip başka üniversitelerin havada kaptığı hocalar mı ararsın, Teknokent’te tutulmayan sözler nedeniyle kaçan firmaları mı ararsın, bir akademisyeni ziyaret etti diye sorguya çekilen diğer akademisyeni mi ararsın, sudan sebeplerle hakkında açılan soruşturmaları sündürülenleri mi ararsın, adrese teslim kadro iddialarını mı ararsın!

Listenin sonu neredeyse gelmiyor!

Sonuç itibariyle, 3 yılda yerinde sayan bir üniversitemiz var.

Kadroları huzursuz ve diken üstünde, Aydın halkının beklentilerinden kopuk, ihtiyaçlara yanıt vermek bir yana, krizlerle anılan bir üniversite.

***

Sözün özü;

Biz, Ocak 2019’da söz edilen, ‘Aydın halkının sorunlarına duyarlı’ kurumu halen mumla arıyoruz.

Rektör Aldemir iyi bir insan, iyi bir bilim insanı olabilir.

Ancak yöneticilik ayrı bir meziyettir.

Hatırımızda yer eden ve üstte bahsi geçen konular, ADÜ’nün 3 yıldır iyi yönetilmediğini gösteriyor.

Bugün yapılması gereken ise;

‘Geriye kalan 1 yılı nasıl kazanabiliriz? Krizlerle anılan değil, krizleri aşabilen üniversiteyi nasıl yaratabiliriz?’ sorusuna hızla yanıt bulmaktır.

Üstelik buna kafa yormak sadece Rektör Aldemir’in değil, hepimizin görevidir!