Birçok kişi birden çok sosyal medya hesabına sahip olup, bu hesaplardan bazen gerçek kimlikleri ile bazen bu kimliklerini gizleyerek sayısız paylaşım yapmaktadırlar. Bu sebeple bireylerin gerek çalışma saatleri içinde gerekse çalışma saatleri dışında, yaptıkları bu paylaşımlarının iş yaşamlarını da etkileyebileceğini hesaba katmaları gerekecektir.

Zaman zaman işçilerin sosyal medya aracılığıyla işyerine veya işverene yönelik eleştirilerini, beklentilerini veya haklı şikâyetlerini açıklayabilmektedirler. Çoğulcu demokrasilere hayat veren eleştirme hakkı, ifade özgürlüğünün bir parçası olduğundan, işverene ve işyerine yönelik eleştirel açıklamalar da bu özgürlüğün kapsamı içerisinde kabul edilmelidir. Ancak işçinin, işverene veya işyerine yönelik yaptığı bu tür açıklamaların düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamına girecek diğer açıklamalardan farklı olarak, sadakat borcuna aykırılık oluşturabileceğinden, işçinin düşünce ve ifade özgürlüğü, iş ilişkisinden doğan sadakat borcu sınırları kapsamında yorumlanmalıdır. İfade özgürlüğünün kullanılmasında menfaatlerden birinin tamamen ortadan kaldırılması değil, her ikisinin de bir arada yaşayabilmesinin sağlanması doğru yaklaşım olacaktır. Bu durumda, işçi tarafından sosyal medya aracılığı ile yapılan açıklamalarının, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesinde, yapılan açıklamanın işyeri veya işverene ilişkin olup olmadığı, açıklamanın kapsam ve içeriği itibariyle sadakat borcunu ihlal edip etmediği gibi hususlar göz önüne alınarak değerlendirme yapılmalıdır.

Eleştirilerde, sarf edilen sözler ve eleştirilen olay ve olgular arasında uygun bir nedensellik ilişkisi bulunmalıdır. Fikri bağlamından tamamen kopuk, alakasız açıklamalar eleştiri kapsamında değerlendirilmeyebilir. Eleştirinin amacı doğru olmayan, istenilmeyen, rahatsız eden veya hoşa gitmeyen söz, tutum, davranış, uygulama veya sonuçları ortadan kaldırmaktır. Bu sebeple belli ölçülerde rahatsız edici veya incitici ya da düşündürücü özellik taşırlar. Eleştiri; tasvip etmemenin, doğru bulmamanın veya beğenmemenin dile getirilmesinin ötesinde bir durumdur ve böyle de olmak zorundadır.

İşçi tarafından işvereni doğrudan doğruya hedef alan ve hakaret niteliğinde olmayan iş yerindeki birtakım uygulamaları eleştirerek memnuniyetsizliğini ifade eden paylaşımlar Anayasa’da güvence altına alınan ifade özgürlüğü kapsamında kabul edilmesi gerekirken, işverenin şeref ve namusuna dokunacak nitelikte eleştiri sınırının aşan paylaşımların ise hukuk sistemi tarafından korunmayacağı aşikardır.