TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi, AK Parti Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim, jeotermal santrallerin çevreye etkilerinin araştırılması amacıyla  Çevre ve Şehircilik  Bakanlığı ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası arasında ortak proje çalışması yürütüldüğünü ifade etti. Proje 2020 yılında tamamlanacak.

“PROJE ENERJİ İHTİYACINDAN HAREKETLE GELİŞTiRİLDİ”

Proje hakkında bilgi veren Bekir Kuvvet Erim, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce, ‘İleriye Yönelik Oluşabilecek Sorunlar ile Mücadele Edebilmek İçin Türkiye'de Geliştirilen Jeotermal Kaynakların Kümülatif Etki Değerlendirmesinin Yapılması” Projesi uygulanmaktadır. Ülkemizdeki artan enerji ihtiyacı nedeni ile enerji üreten tesislerin sayısı her geçen gün artmakta olup, enerji üretimi yöntemleri de çeşitlilik göstermektedir. Enerji kaynaklarının bulunduğu yerde kullanılması fayda/maliyet analizi yapıldığında en rantabıl yöntem olarak görülmektedir.

Enerji kaynaklarından olan jeotermal enerjinin de, kaynağın çıktığı yerde kullanılması aynı mantıkla bir zorunluluktur. Bu nedenle de jeotermal enerji santralleri kaynağın bulunduğu belli bölgelerde yoğunlaşmakta olup ülkemizde özellikle; Aydın, Denizli, İzmir ve Manisa illeri Jeotermal Enerji Santrallerinin fazla bulunduğu şehirler olarak karşımıza çıkmaktadır.  Bu durum o bölgelerde işletmede olan veya planlanan tesislerin çevresel etkilerinin kümülatif olarak değerlendirilmesi ihtiyacını da doğurmaktadır. Söz konusu proje, bu ihtiyaçtan hareketle geliştirilmiştir.”

PROJENİN GÖREVLERİ

Çevre ve Şehircilik  Bakanlığınca 30 adet Jeotermal Enerji Santrali Projesine ÇED Olumlu Kararı verildiğini, halihazırda da ÇED süreci devam eden 6 adet Jeotermal Enerji Santrali projesi  bulunduğunu belirten Erim, projenin görevlerini şu şekilde sıraladı:

“Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile Çevre ve Şehircilik  Bakanlığı işbiriliği içerisinde Türkiye’deki jeotermal sahalar için (Menderes Grabeni özelinde) bir kümülatif etki değerlendirmesi çalışmasının yapılması, planlanmıştır. Proje  Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD).  tarafından finanse edilmektedir. Bu Teknik İşbirliği (Tİ) görevi, aşağıdaki hususları sağlayacaktır:

Jeotermal sektörün mevcut gelişimi ile ilgili politika ve planları, mevcut projeleri analiz etmek; 

Üretim ve reenjeksiyon için kullanılan kuyuların sayıları ve yerleri dahil olmak üzere, özellikle de gözlemlenen rezervuar değişiklikleri ile ilgili olarak üretim tarihçesini incelemek;

Gelecekteki jeotermal kaynak kullanım senaryolarını tanımlamak; 

Karar vericiler ve diğer paydaşlar ile istişare / diyalog yoluyla yeterli çevresel ve sosyal bilgileri sağlamak; 

Jeotermal enerji santrallerinin çoğalmasıyla tehlikeye girebilecek önemli mevcut çevresel ve sosyal değerler üzerinden alt havzaları derecelendirmek suretiyle, çevresel ve sosyal risk profilleri sunmak üzere Menderes Grabeninde gerçekleştirilecek jeotermal proje önerilerini gözden geçirmek; 

Jeotermal projelerin şimdiye kadar ve gelecekteki çevresel ve sosyal etkilerini tanımlamak; sürdürülebilir bir jeotermal gelişim yöntemi belirlemek; 

Edinilen tecrübelere ve Türkiye bağlamına uyarlanmış en iyi uygulamalara dayanan tavsiyelerle, jeotermal kaynakların uzun vadeli sürdürülebilirliğini teşvik etmeye, aynı zamanda, enerji verimliğini uzun vadede maksimum düzeye çıkarmaya yönelik tavsiyelerde bulunmak.

2020’DE BİTECEK

Söz konusu Projeye ilişkin ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce kabul edilen Teknik Şartname ve Feragat Mektubu 05.09.2018 tarihli yazı ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD)’na iletilmiştir. Eylül 2018’de projeye ilişkin ihale süreci başlatılmış olup, ihale süreci EBRD bünyesinde yürütülmüştür. Şubat 2019’da da projeye dair sözleşme imzalanarak, anlaşma sağlanan Stantec Mühendislik ve Müşavirlik Ltd. Şti. ile proje ile ilgili çalışmalar başlatılmıştır. Projenin süresi bir yıl olup, Şubat 2020’de bitecektir.

“YAKINDAN TAKİP ETMEKTEYİM”

Projenin, tesislerin çevreye zararlı etkilerinin azaltılması açısından önemli olduğunu belirten Erim, “Projenin tamamlanması ile birlikte Bakanlığımızca yürütülen Jeotermal Enerji Santrallerine ait ÇED süreçlerinde sunulan ÇED Raporlarının ya da Proje Tanıtım Dosyalarının incelenmesi aşamasında proje çıktıları dikkate alınarak; çevresel ve sosyal etkilerin azaltılmasına yönelik bilimsel çalışmaların yapılması, teknolojik çözümlerin tesislere uygulanması, sosyal etki analizlerinin yapılması, süreçlerde hazırlanacak raporların kalitesinin ve içeriğinin geliştirilmesi, paydaş kapasitesinin ve kamuoyu farkındalığının artırılması sağlanacaktır. Söz konusu projeyi yakından takip etmekteyim, kamuoyuna saygıyla arzederim” ifadelerini kullandı.