Belediye meydanında açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keskin,” Bu yapılanların adı açıkça suçtur!” dedi.
Nazilli Belediyesi’nde görev yapan Hizmet-İş Sendikası üyelerine yönelik, sendikadan istifa etmeleri yönünde baskı yapıldığı öne sürüldü. Yaşanan duruma tepki olarak, Hizmet-İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keskin belediye meydanında açıklama yaptı.
Protesto sırasında belediye önüne siyah çelenk bırakıldı.
Keskin, açıklamasında son günlerde belediyede çalışan işçilere odalarda tek tek baskı uygulandığını ve e-Devlet şifrelerinin istenerek üyelikten istifa ettirilmeye zorlandıklarını belirtti.
Hizmet-İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keskin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Nazilli Belediyesi’nde son günlerde yaşananlar, sadece bir sendikaya değil, doğrudan doğruya işçinin onuruna, emeğin kutsallığına ve anayasal düzene karşı sistematik bir saldırı halini almıştır.
Çalışma hayatının temeli olan iş barışı, örgütlenme hakkı ve sendikal özgürlük; Nazilli Belediyesi’nde ne yazık ki hoyratça çiğnenmekte, emekçinin tercihi baskı ve tehdit yoluyla şekillendirilmeye çalışılmaktadır.
Açıkça ilan ediyoruz:
Nazilli Belediyesi’nde sendikal tercihlere müdahale ediliyor!
Nazilli Belediyesi’nde çalışanlarımız, tek tek odalara çağrılarak sendikamızdan istifa etmeleri için baskıya uğruyor!
Nazilli Belediyesi’nde alın teri tehdit ediliyor, irade kırılıyor, hukuk çiğneniyor!
“BU YAPILANLARIN ADI AÇIKÇA SUÇTUR!”
Bu yapılanların adı açıkça suçtur! İşçinin özgür iradesine yön vermeye çalışmak, Onu sendikasından istifa ettirmeye zorlamak, Psikolojik baskı ve mobbing ile tercihini şekillendirmek, Anayasa'nın 51. maddesine, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25. maddesine, Türk Ceza Kanunu’nun 118. maddesine göre açıkça suçtur.
Değerli emekçiler ve Kıymetli Basın Çalışanları,
Bu baskılar öyle gizli saklı yürütülen işler değildir. Her şey kayıtlı, her şey ortadadır.
Kimin, hangi odada, hangi üyemize ne dediğini, hangi amirin hangi tehdidi savurduğunu çok iyi biliyoruz.
Nazilli Belediyesi’nin belli birimlerinde adeta bir “baskı masası” kurulmuş, görev yerleri tehdidiyle işçiler hizaya getirilmeye çalışılmaktadır.
İkna adı altında yapılan her görüşme, aslında emekçiyi iradesinden koparma operasyonudur.
Belediye Başkanlığı makamında oturan Sayın Ertuğrul Tetik, kamuoyuna tarafsız görünme gayreti içindedir. Ancak bu operasyonun onun bilgisi dışında yürütüldüğünü söylemek, en hafif tabirle aklımızla alay etmektir.
Başkan’ın bilgisi, onayı ve suskunluğu ile sürdürülen bu uygulamalar, onun da bu suça ortak olduğunu göstermektedir.
Bu kirli içinde Belediye Başkanı’nın özel koruması, şoförü ve özel kalemi vardır. İşçinin özgür iradesine saldırı, bizzat Başkan’ın en yakınındaki isimlerin eliyle yapılmakta, Başkan ise buna sessiz kalarak suça ortak olmaktadır.
Ortaya çıkan tablo nettir; ya Belediye Başkanı yalan söylüyor ya da yönettiği kadrolara hükmedemeyecek kadar aciz, etkisiz ve iradesizdir.
Ve buradan soruyoruz:
Toplu iş sözleşmemiz; işçinin alın terini, emeğini, sosyal haklarını, ücretini, iş güvencesini ve onurunu koruyan, uzun mücadelelerle ve masada gösterilen dirayetle elde edilmiş güçlü bir kazanımdır. Böylesine sağlam bir sözleşmeye rağmen, hangi akla ve hangi vicdana sığar ki işçiyi sendikasından istifa ettirmek için kapı kapı dolaşasınız?
Nedir sizi bu kadar telaşlandıran?
Korkunuz nedir?
Korkunuz; HİZMET-İŞ Sendikamızın, emekçi kardeşlerimizin hakkını, alın terini ve emeğini sonuna kadar, yılmadan, taviz vermeden savunacak olması mıdır?
Belli ki rahatsızsınız…
Belli ki güçlü bir örgütlülükten ürküyorsunuz…
Belli ki işçinin birlikten doğan kudretini kırmak istiyorsunuz…
Ama bilin ki; biz, hakkı teslim edene kadar, emeğin hakkını savunana kadar, işçinin iradesini çiğnetmemek için var gücümüzle mücadele edeceğiz.
Üstelik bu baskılar öyle sıradan yöntemlerle de sınırlı kalmamış, üyelerimizin kişisel e-Devlet şifrelerini zorla almak suretiyle istifaya zorlanmaları gibi, açıkça hukuku ve ahlakı ayaklar altına alan yöntemlere kadar varmıştır. Bu; hem Anayasa’ya aykırı, hem Türk Ceza Kanunu’na göre suç, hem de insanlık onuruna vurulmuş kara bir lekedir.
Buradan bir kez daha yüksek sesle ilan ediyoruz:
Bu suç zincirinin halkalarına tek tek dokunacağız!
İşçinin iradesine pranga vuran her elin hesabını soracağız!
E-Devlet şifresini zorla alan, tehdit eden, irade gaspı yapan kim varsa, adalet önünde hesap verecektir!
Bu mücadele; alın teri, emek ve ekmek mücadelesidir.
Biz emeği ve alın terini kutsal kabul ediyoruz.
Arkadaşlarımıza yönelik bu baskılara boyun eğmedik, eğmeyeceğimizi de buradan açıkça ilan ediyoruz!
Yapılan baskılar ve uygulanan mobbing ile ilgili olarak gerekli suç duyurularını yaptığımızı da buradan kamuoyuna duyuruyoruz.
Belediye Başkanı Sayın Ertuğrul Tetik’e hatırlatıyoruz:
31 Mart yerel seçimleri öncesinde CHP Aydın Milletvekili Sayın Süleyman Bülbül ile birlikte Aydın Şubemize yaptığınız ziyarette, “Sendikal çalışmalara müdahale etmeyeceğiz” sözü verdiniz.
Şimdi sizi, bu sözünüzün arkasında durmaya ve verdiğiniz taahhüdü yerine getirmeye davet ediyoruz.
Seçim öncesi özgürlükten bahsedip seçim sonrası baskı uygulamak; sadece işçiyi kandırmak değil, kamu vicdanını da yaralamaktır.
Farklı siyasi görüşleri eleştirerek özgürlükçü bir anlayışla göreve talip olanların, koltuklara oturduktan sonra bu ilkeleri unutmaları kabul edilemez.
Mensubu olduğunuz partinin genel başkanlarının her fırsatta dile getirdiği, “Özgür iradeye ve işçinin sendikal tercihine saygı” ilkesini sizlerin de benimsemesini bekliyoruz.
Birilerine şirin görünmek uğruna yürütülen bu yasa dışı sendika değişikliği operasyonlarından vazgeçilmelidir! Emeğe dokunan yanar!, Emeğe dokunan yanar!
Nazilli Belediyesi’ni, işçi kardeşlerimizin iradesine saygı duymaya, iş barışını korumaya, baskı ve tehdidi derhal durdurmaya davet ediyoruz.
Aksi halde bu sürecin siyasi, hukuki ve vicdani bedeli çok ağır olacaktır.
Emeğe düşmanlık eden, Nazilli halkına da ihanet eder.
İşçinin iradesini ezmeye çalışan, kendi meşruiyetini yok eder.
HİZMET-İŞ’e savaş açan, iş barışını ve huzuru toprağa gömer.
Ve şunu unutmasınlar:
HİZMET-İŞ, HAK-İŞ burada!
İşçiler ayakta!
Hakkımızı yedirmeyiz, irademizi teslim etmeyiz!
İŞÇİLER YALNIZ DEĞİLDİR!
BU DAVADA HİZMET-İŞ VAR!
HİZMET-İŞ Sendikası olarak, bu hukuksuz uygulamaların tümünü kayıt altına aldık.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı nezdinde de gerekli başvurular yapılacaktır.
Hiçbir üyemizi bu karanlık düzenin insafına terk etmeyeceğiz!
Hiçbir tehdit karşısında susmayacağız!
Hiçbir baskıyı sineye çekmeyeceğiz!
Bu sadece bir sendikanın değil, işçi sınıfının, hukukun, emeğin onurunun mücadelesidir.
Bizim tarafımız bellidir:
Emeğin yanındayız, işçinin yanındayız, alın terinin yanındayız.
Nazilli’de kalıcı olan, yöneticiler değil işçilerdir.
Koltukta oturmakla kimse muktedir olmaz.
Mesele; koltukta otururken hakkaniyetli kalabilmektir.
Bizim mücadelemiz ne bir koltuk kavgası ne de bir unvan sevdasıdır.
Bizim davamız; ekmeğin, emeğin ve emekçinin iradesinin davasıdır.
Biz bu davada ne eğiliriz ne geri adım atarız.
Biz, nasıl ki üyelerimizin hakkı için Bolu’dan Ankara’ya onurlu bir yürüyüş gerçekleştirdiysek…
Nasıl ki bir kısa mesajla kapının önüne konulan İstanbul emekçileri için tam 7 ay boyunca dimdik durduysak…
Van’da, Diyarbakır’da, Altındağ’da bugün de alnımız ak, başımız dik bir şekilde onurlu direnişimizi sürdürüyorsak…
Burada da, eğer bu baskılar devam eder ve büyürse, bütün gücümüzle, tüm imkanlarımızla, haksızlığa karşı set olacağız, geri adım atmayacağız!
BASKIYI EZECEĞİZ,
İHANETİ YENECEĞİZ,
EMEĞİMİZİ ÇİĞNETMEYECEĞİZ!”






