Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. 2-3,4-8 ve 12 sınıfta yüz yüze eğitimin başlayacağını açıklayan Cumhurbaşkanı, "Uygun bulunan köy okullarında da yüz yüze eğitimde herhangi bir engel görülmemiştir" dedi. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son dakika açıklamalarından satır başları... YÜZ YÜZE EĞİTİMİ GENİŞLETME KARARI ALDIK Eğitimde daha önce okul öncesi ve 1. sınıflarda yüz yüze eğitimi sınırlı bir şekilde başlatmıştık. Bugün yüz yüze eğitimin kapsamını genişletme kararı aldık. 2.3.4. sınıflarda da yüz yüze eğitimi belirlenen kurallar neticesinde başlatıyoruz. Bunlara ilave olarak ortaokul 8. lise 12. sınıflarda belirlenen kurallar dahilinde yüz yüze eğitime geçilecek. Uygun bulunan köy okullarında da yüz yüze eğitimde herhangi bir engel görülmemiştir. Önümüzdeki haftadan itibaren bu tabletleri MEB olarak dağıtmaya başlatıyoruz. YERLİ AŞI Yerli aşı geliştirme çalışmalarında oldukça ileri bir düzeye gelindi. Bu anlamda yapılan yatırımların, desteklerin birer birer icraata dönüşmesinin haklı kıvancı içerisindeyiz. 13 ayrı çalışması başlatılmıştı. 5 tanesi insan çalışma safhasına yaklaştı. Alt yapısı uygun firmamızın ayda 20 milyon doz kapasitesi bulunuyor. ikinci bir firmamızında üretim altyapısını tamamlamasıyla bu rakam ayda 50 milyon dozun üstüne çıkabilecektir. İnsan çalışmaları için önümüzdeki ay bin doz aşı üretilmiş olacak. 'SAĞLIK VE GÜVENLİK KONULARI TARTIŞMALARIN DIŞINDA TUTULMALI' Pek çok hususu kapsamlı bir şekilde değerlendirdik. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin karşılaştığı büyük sınamalar elbette bizleri de etkilemektedir. Salgın sürecinde sağlık altyapımız, geliştirdiğimiz tedavi protokolleriyle takdire şayan bir durum ortaya koyduk. Ülkemiz teröristlerle mücadele eder bunlar teröristlerin yanında olur, ülkemiz çifte standartlarla karşı karşıya kalır bunlar yanlarında olur. Ülkemiz pek çok bölgede hakkın hukukun insanlığın kavgasını verirken bunları hep zalimlerin yanında görürüz. Dünyanın sağlık krizi yanında siyasi ve ekonomik sorunlarla adeta yoğun bakıma girdiği dönemde bunların kirli yüzü daha net görünmeye başladı. Böyle bir dönemde dünyanın her yerinde ülkelerinin ve halklarının yanın yer almıştır. Tıpkı diğer eserlerimiz gibi art arda açtığımız hastanelerin kapasitesini kıymetini görmeyenler bakarsanız en çok faydalananlar onlardır. Sağlık ve güvenlik konuları tartışmaların dışında tutulmalı. Bizim her türlü yapıcı tenkide, teklife sonuna kadar saygımız vardır. Bu şekilde önümüze gelen hususlardan makul ve uygulanabilir olanları hayata geçirmekten de asla imtina etmeyiz. Karşımızdaki en tatsız manzaranın sorumlusunu da biz iyi biliyoruz. Bizim tek baktığımız yer milletimizin ne istediğidir. Hakkın ve hukukun nereyi işaret ettiğidir. Milletimiz de 18 yıldır bize "durmak yok yola devam" diyor. Salgının seyrine göre gerektiğinde yeni tedbirleri, gerektiğinde normalleşme adımlarını devreye alıyoruz. Salgınla birlikte hayata geçirdiğimiz sosyal koruma kapsamı kapsamında, çalışanlara ve dar kesimlere yaptığımız ödemenin tutarı 18 milyar liraya ulaştı. Kısa çalışma ödeneğinden faydalanan kişilere 20 milyar liranın üzerinde kaynak aktarılmıştır. Nakdi ücret kapsamında 1 milyon 976 bin kişiye 4,4 milyar lira ödeme yapılmıştır. Devlet korumasındaki 640 gencimizi de bu dönemde kamuda işe yerleştirerek mağduriyetlerin önüne geçti. Böylece devlet korumasındaki gençlerimizin istihdam sayısı da toplamda 54 bine yaklaştı. Hastanelerimizdeki yoğunluğun gözle görülür bir şekilde azalması bu tespiti teyit ediyor. Kriz düzeyinde bir görüntüyle karşılaşmadık. Mevsim hastalıkları korona ile benzer belirtiler taşıdığı için süreci daha dikkatli götürmemiz gerektiğinin farkındayız. 'KUŞATMA ALTINA ALINMAYA ÇALIŞILIYORUZ' Önümüze bir harita alıp, özellikle son 10 yılda oluşan krizlere bakınca Türkiye'nin tam manasıyla bir kuşatma altına alınmaya çalışıldığını görüyoruz. Elbette bedeller ödüyoruz, Terörle mücadelede verdiğimiz her şehidin acısı ilk günkü gibi yüreğimizde tazedir. Türkiye terörle mücadelede tarihinin en başarılı dönemini yaşıyor. Kuşatmanın zincirlerini birer birer kırıyoruz. Ülkemizi bölgesel ve küresel tüm meselelerde dışarıda bırakıp sadece alınan tedbirleri alınan kararlara tabi kılma politikalarını çökerttik. Bugün Türkiye bölge ve dünya siyasetinde onurlu ve etkili bir konumda bulunuyor. Bugün Türkiye insanlığın vicdanı olarak her konuda söz söylecek ve bunu dinletecek bir iradeye sahiptir.