CHP vekillerinden gelen karşılık üzerine ise konu Atatürkçülüğe kadar geldi. Mustafa Arı toplantı sonrası yaptığı basın açıklamasında, “Biz Atatürkçülüğü gardırop Atatürkçülüğü olarak anlamıyoruz” dedi.
(Haber: Yusufhan TORAMAN)
Aydın Büyükşehir Belediyesi ağustos ayı 2’inci oturumunda gergin dakikalar yaşandı. Ak Parti grubu ve Başkan Vekili Barış Altıntaş arasında başlayan polemiğe CHP grubu da dahil oldu. Toplantının ardından Ak Parti Grup Sözcüsü Mustafa Arı ve Aydın BŞB Çevre Koruma Daire Başkanı İbrahim Gürdal basın açıklaması yaptı.
Oturumda polemiğe sebep olan 25’inci maddeydi. (İlçelerimizin kurtuluş günlerinin daha coşkulu kutlanması için çeşitli kültürel ve sanatsal etkinlikler düzenlenmesi ile ilgili Plan ve Bütçe Komisyonu ile Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Komisyonu Müşterek raporunun görüşülmesi.) Ak Parti grubu, konuya ilişkin itirazlarını dile getirmek istedi. Altıntaş ise madde oylamaya sunulduktan sonra söz vermek istedi. Ak Parti grubunun diretmeleri sonucu Mustafa Arı söz aldı ve şunları söyledi:
“İki dönemdir bu mecliste görev yapıyorum. İlk defa böyle bir gündem maddesi ile karşılaşıyorum. Konu ilçelerimizin kurtuluş günlerini daha neşeli, daha coşkulu kutlama niyet ve maksadının dışında, samimiyetsiz, seçim öncesi seçime yönelik algı ve manipülasyon oluşturmak için şov yapılıyor. 9 yıl geçti. 9 yıl önce Aydın Büyükşehir Belediyesi 2014 yılında oluştuğunda böyle bir uygulama var mıydı? Her yıl ilçe belediyelerimiz, ilçelerimizin kurtuluş günlerini büyük bir coşkuyla kutluyorlar. Bu törenleri yapmak teamülen ilçe belediyelerinin uhdesinde olan bir iştir. Bakın bu bize ek gündem olarak geldi. Yani gündem hazırlandığında bile kafada böyle bir şey yoktu. Son dakikada aklına ek gündem olarak geldi. Bizim ilçe belediyelerimiz bütçe aşamasında bunun ödeneğini oraya bütçenin içine koymak suretiyle bunun planlamasını yaparlar. Ciddi bir kurum böyle yönetilir. Kurtuluş Günleri'nin kutlanması, şanlı bayrağımızı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarını, posterlerini günün anlam ve önemini belirten dövizleri asmak etkinlikler yapmak, konserler bunlar güzel şeyler ama bunlar ciddi bir kurumda önceden planlanır.”
Mustafa Arı’nın konuşmasının ardından CHP’li bir vekil, “Atatürk’ün ismi geçtiği için rahatsız oluyorlar” dedi ve tansiyon daha fazla yükseldi. Arı, toplantı kapanmadan birkaç hususa daha değinmek için tekrar söz istedi fakat Altıntaş izin vermedi ve gündem maddeleri bittikten sonra oturumu kapattı. Bunun üzerine Mustafa Arı, meclis toplantı salonunda basın açıklaması yapacağını ilan etti. Basın açıklaması sırasında zaman zaman görevliler müdahale etmesine ve burada basın açıklaması yapılmayacağını söylemesine rağmen Arı sözlerini bitirmek istedi. Ak Parti Grup Sözcüsü Arı basın toplantısında şöyle konuştu:
“Geçtiğimiz meclis toplantısında Sayın Belediye Başkanı’na sözlü sorular sormuştuk ve o da külliyen inkâr etmişti, yok böyle bir şey demişti. Yalan bu demişti, iftira ediliyor demişti. Hatta gazeteci kisvesi altında bazı kimselerin işte iftira ettiğini gazetecilik mesleğini kötüye kullandığını ima etti. Şimdi ben birkaç soruyu tekrar etmek zorundayım. Aydın İmar Anonim Şirketi kuruluş tarihinden itibaren toplam ne kadar zarar etmiştir? Bu şirkete belediye bütçesinden toplam ne kadar ayni veya nakdi sermaye transferi yapılmıştır? Nermin Canyurt isimli kişi ihaleye fesat, zincirleme görevi kötüye kullanma, edimin ifasına fesat, resmî belgede sahtecilik suçlarından yargılanıyor mu? Bize ulaşan bilgi bu davalarda yargılandığı şeklindedir. Anılan kişi İstanbul'da ikamet ettiği halde yönetiminde bulunduğu şirkete ne tür katkılar yapmaktadır? Özlem Çerçioğlu'nun bizzat kendisi başta olmak üzere İbrahim Gürdal, Nermin Canyurt ve birçok bürokrat burada yargılanmaktalar. Salı günü gözümüzün içine baka baka bize yalan söylenmiştir. Şirket genel müdürü olan Ümit Erkan isimli kişi ile geçmişte Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı'nın şahsen danışmanlığını yapan Erkan Karaaslan arasında herhangi bir bağlantı var mıdır? Ümit Erkan isimli kişi ihaleye fesat karıştırmak, edimin ifasına fesat karıştırmak, zincirleme şekilde resmî belgede sahtecilik, suçlarından sanık mıdır? Bize gelen bilgi sanık olduğu yönünde. Bundan Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı'nın haberi var mıdır? Bu davalardan, bunca davadan sanık olarak yargılanmakta olan kişilerin konumlarını korumakta neden ısrar etmektedir? Acaba bu da kurum içerisinde herhangi bir idari inceleme, soruşturma yapmış mıdır? Acaba mahkemeden önce bunların beraatına mı hükmetmiş ki bu kişiler görevlerine hala devam etmektedir?”
Mustafa Arı sorularını basın mensupları aracılığı ile duyurduktan sonra ise toplantı esnasında kendilerine söz verilmemesi ve bir meclis üyesinin ‘Atatürk’ün isminden rahatsızlık duyuyorsunuz’ söylemi ile ilgili de konuştu. Arı konuyla ilgili şunları söyledi:
“Biraz önce bir gündem maddesiyle ilgili ret oyumuzun gerekçesini arz etmemize dahi tahammül edilmedi. 20 yılı aşkın süredir iktidardayız. Biz iktidara gelmeden önce ya da geldiğimiz sıralarda yok yaşam tarzımıza müdahale edilecek yok Atatürkçülük ayaklar altına alınacak laiklik elden gidecek gibi bir sürü safsatayla karşımıza çıktılar. Yirmi bir yıl geçti. Ne laiklik elden gitti ne Atatürk ya da Atatürkçülük zarar gördü. Bakın arkadaşlar biz Atatürkçülüğü gardırop Atatürkçülüğü olarak anlamıyoruz. Poster Atatürkçülüğü olarak anlamıyoruz. Az önce bir değerli meclis üyesi kalkmış diyor ki, efendim burada Atatürk'ün adı olduğu için rahatsız oluyorlar. Hadi oradan. Siz Atatürk istismarcısısınız.”
Ak Parti Grup Sözcüsü Arı’nın akabinde Aydın BŞB Çevre Koruma Daire Başkanı İbrahim Gürdal basın açıklaması yaptı. Gürdal, isminin geçtiği yolsuzluk konusuyla ilgili şunları dedi:
“Yolsuzluk dosyalarıyla yargılanan İbrahim Gürdal dedi. Ben de dedim ki benim bir yolsuzluk dosyam yok. Başkanım da benden önce zaten konuya müdahil olarak Özlem Başkanım insanların çoluğu var dedi, çocuğu var, annesi var, babası var, karısı var. Bu tür ithamlar yakışmıyor dedi. Şimdi hüküm ayrı bir şeydir, iddia ayrı bir şeydir. Yolsuzluktan benim anladığım şudur; ihaleye fesat yolsuzluktur, edimin ifasına fesat yolsuzluktur, zimmet yolsuzluktur, rüşvet yolsuzluktur, kamuyu zarara uğratmak yolsuzluktur. Şimdi benim yargılandığım, Mustafa Arı'nın söylediği dava şudur:
Dokuz tane on tane dava birleşti. Dört asliye mahkemesinde dediği doğrudur. Dosya esas numarası doğrudur. 160 bin liralık bir ihale yapıldıktan sonra daire başkanı değişmiş. Pınar Gülmez Ağırbaş yerine ben gelmişim. Üç-dört ay önce bu danışmanlık ihalesi yapılmış. Çöp karakterizasyonuyla ilgili mühendis arkadaşlarımı çağırmışım. Burada neler yaptınız demişim. Dosyalarına baktık. Fotoğraflar çekilmiş, çöp karakterizasyonları yapılmış ve ondan sonra firmaya ödemesini yapmışım. Ben ihalenin bir yerinde yokum ama ihalenin saf, pürüzsüz ve tertemiz olduğunu gördüm ve dört ay sonra ödeme yaptım. Bununla ilgili bilirkişi raporu da geldi arkadaşlar. Şu anda dava devam ediyor. Bilirkişi raporunda da:
Bu nedenle, kontrol teşkilatı üyeleri Demet Şengül, Emre Akoğlu, Nalan Dolmacı, muayene kabul komisyonu üyeleri Ethem Kıvanç, Yıldırım Kaya, İnci Ünsal, Metin Oğuz, ödeme evraklarını düzenleyen gerçekleştirme görevlisi Demet Doğruyol, harcama yetkilisi İbrahim Gürdal edimin ifasına fesat karıştırma ve buna iştirak etme eylemleri söz konusu değildir. Yani bilirkişi diyor ki, bu saydığımız ben ve ekibimin, sadece ben de değil ihalenin içinde olan ekibim de dahil bu arkadaşların diyor ihaleye fesat karıştırma suçuna iştirak etmeleri söz konusu değildir. Zaten bana isnat edilen suç görevi ihmal. Ben görevi ihmalle yargılanıyorum. İnşallah davanın sonunda da beraat ettiğimde bunu da Mustafa Arı'ya bir selam olarak da göndeririz.”