(Özel Haber: Naci ERİŞ)

Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma kapsamında, 2 Ocak 2022'de Mahsun Y. yönetimindeki otomobilde, 1400’lü yıllarda yaşayan İtalyan Sanatçı Donatello'nun 'Davut' isimli heykelinin daha küçük boyutlu uyarlaması bulunmuştu.

Görüşü sorulan Aydın Müze Müdürlüğü bu heykelin sahte olduğunu raporlayarak sahibine iade edilmesi yönünde görüş bildirmişti. Ancak Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine heykeli inceleyen Ege Üniversitesi'ndeki iki farklı uzman, ‘tarihi eser niteliği taşıyor’ şeklinde görüş bildirmiş, çelişkili rapor nedeniyle Aydın Müze Müdürü Abdülbari Yıldız hakkında da soruşturma başlatılmıştı.

Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının çalışmaları sonucu, Abdülbari Yıldız’ın da aralarında olduğu 36 kişi gözaltına alınmış, şüpheliler hakkında Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı.

Tutuklanan sanıklardan bazıları duruşma öncesinde, eski Müze Müdürü Abdülbari Yıldız ise ilk duruşmanın sonunda tahliye edilmişti.

UZMAN RAPORU MAHKEMEYE GÖNDERİLDİ

Aydın 1’nci Ağır Mahkemesinde yargılaması başlanan sanıkların avukatları, söz konusu heykelin tarihi eser niteliği taşımadığını savunarak, yeniden uzman görüşüne başvurulmasını talep etti.

Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, heykelin Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesine gönderilmesine karar verdi.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Selçuk Şahin, Dr. Öğretim Üyesi Osman Erden, Dr. Öğretim Üyesi Ali Kayaalp’in imzasını taşıyan rapor, mahkeme dosyasına ulaştı.

Raporda önemli tespitler yer aldı.

“BELGE DEĞERİ VAR, MÜZEDE KORUNMALI”

Bronz döküm Davut heykelinin ayrıntılı bir şekilde anlatıldığı raporda, heykelin, İtalyan Rönesansı’nın erken dönem temsilcilerinden Donatello’nun 1440’lı yıllarda yaptığı heykelin daha küçük boyutlu bir uyarlaması olduğu belirtildi.

Ege Bölgesinde yaşayan Levanten ya da Rum’lara ait olmasının muhtemel olduğu belirtilen heykelin, sanat eseri olarak değerlendirilmesi gerektiği, belge değeri taşıdığı, bu gerekçelerle müzede korunması gereken eserlerden olduğu vurgulandı.

3 akademisyenin imzasını taşıyan raporda, şu ifadelere yer verildi:

“Üretildiği dönem ve konusu dikkate alındığında, bu heykelin sanat eseri olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Bu bakımdan bahsedilen heykel, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunun 23’üncü Maddesi ‘a’ bendinde tanımı yapılan ve arkeoloji ve sanat tarihi açısından belge değeri taşıyan, ait olduğu dönemin sosyal, kültürel, teknik ve ilmi özelliklerini taşıyan ve seviyesini yansıtan, bundan ötürü de 2863 numaralı yasanın 25’inci maddesine göre tasnif ve tescile tabi, devlet müzelerinde korunması gereken bir kültür varlığı niteliğindedir.”