Son yıllarda modernleşmekte olan toplumları tehdit eden bir durum olan yeme davranışı bozuklukları; geçtiğimiz yıllara kadar sadece üst ve orta sosyo-ekonomik düzeyde bulunan, ergen ve genç kadınlarda görüldüğü düşünülen bir sağlık sorunu olarak bilinmekteydi. Ancak günümüzde, yeme davranışı bozukluklarının toplumun daha geniş kesimini etkilediği görülmektedir.

Özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde başlayan yeme bozuklukları gelişiminde, genetik yatkınlıkla birlikte ailevi ve toplumsal baskıların, katı kurallar ve davranışların, sosyal ve kültürel değişimlerin önemli rol oynadığı bildirilmektedir.

Yeme bozuklukları 3 grupta toplanmaktadır.

1-Anoreksiya nervoza

2-Bulimia nervoza

3-Diğer yeme bozuklukları (binge eating: oburluk, gece yeme sendromu)

Yeme bozuklukları tedavisinde takım çalışması çok önemlidir. Uzman bir psikolog, diyetisyen ve doktor kontrolünde yardımlaşma gereklidir.

Anoreksiya Nervoza

Bu bireylerin besinlere karşı olan duygu ve düşüncelerini değiştirme, bireyin normal vücut ağırlığına ulaşmasını sağlama ve bu durumun uzun süre korunabilmesidir. Anoreksiya Nervoza’lı bireylerin tıbbi beslenme tedavisinde amaçlar şu şekildedir;

-Hastanın beden ağırlığının düzeltilmesi (daha fazla vücut ağırlık kayıpları engellenerek sağlıklı ağırlık artışının sağlanması)

-Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması

-Hastanın zayıflamaya çalışmasının engellenmesi

-Hastalığın tekrarlanmasının engellenmesi

Tedavisi planlanırken bireye özgü günlük enerji ve besin öğesi gereksinimleri hesaplanmalıdır. Bunun için de öncelikle bireylerden en az 24 saatlik besin tüketimi ve fiziksel aktivite kayıtlarının alınması önerilmektedir. Bu süre tamamiyle bireyin davranış değişikliği ve tedaviye uyumu göz önünde bulundurularak belirlenmelidir.

Bulimia Nervoza

Bu bireyler genellikle tedavinin başlangıcında bir miktar ağırlık kaybetmek istediğini ifade ederler. Hastalara bilimsel beslenme eğitiminin verilmesi, besin ve beslenmeyle ilişkili yanlış inanç ve algıların silinmesini sağlamak amacıyla diyetisyenin sorumluluğundadır.

-Vücut ağırlığı ve vücut şekli il ilgili takıntıları

-Vücut ağırlığı değişimlerine karşı gösterdikleri reaksiyonlar

-Arzu edilen vücut ağırlığının sorgulanması

-Aşırı yeme ataklarının sıklığı

Diyet enerjisi planlanırken dinlenme enerjisi harcamasının %120-130 ‘unu sağlayacak şekilde planlanmalıdır. Metabolizma hızının düşük olduğu durumlarda ortalama 1500-1600 kkal/gün olacak şekilde diyet enerjisi planlanmalıdır. Buna ek olarak toplam diyet enerjisinin %15-20’si proteinlerden, %25-30’u yağlardan, %50-55’i karbonhidratlardan gelecek şekilde hesaplama yapılmalıdır.

Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu (Binge Eating Disorders)

Tıkanırcasına yeme bozukluğu biz diyetisyenlerin en sık karşılaştıkları yeme bozukluklarından birisidir. Tedavideki primer amaç tıkanırcasına yeme ataklarının önlenmesidir. Tıbbi beslenme tedavisinde normal beslenme eğitiminin de verilerek yanlış olan beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi hedeflenmektedir. Tıkanırcasına yeme bozukluklarında bireyin kendi kendine kontrol mekanizması geliştirmesi sağlanmalıdır. Diyet tedavisinin haftada 3-4 kez en 20 dakika süren yürüyüş egzersizi ile desteklenmesi önemlidir.

Sonuç olarak yeme bozukluklarında tıbbi beslenme tedavisi kilit rol oynamaktadır. Tedaviden sorumlu olan diyetisyen, tedaviyi bireyselleştirmeli, ekip içinde yer alan diğer profesyonellerle tedavi planını, uygulamalarını ve elde ettiği sonuçları paylaşmalıdır. Yeme bozukluğu olan bireyler diyet tedavisi değil, tıbbi beslenme tedavisi alması yönünde desteklenmeli ve diğer ekip üyeleri ile bu konuda dil birliği sağlanmalıdır.

Uzm.Dyt.Olcay Barış