Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de çocuk oyun alanları ve eğlence sektörü, pandemi sürecinden ticari olarak en çok etkilenen sektörlerin başında gelmektedir.

Aylardır işletmeler kapalı. Ne zaman açılacağı ve açıldığında doluluk oranlarının ne olacağı belli değildir. Sektör olarak 2020’nin kayıp yıl ve 2021’in
yavaş bir toparlanma sürecinden geçeceği görülmektedir. Bu süreçte sayıları birkaç bin ile ifade edilen pek çok işletme, devletimizin verdiği kısa çalışma ödeneği gibi desteklerden kısmen faydalanmıştır, fakat AVM içerisinde veya farklı mekanlardaki işletmeler kapalı kaldıkları süreçte ciddi
bir kira ve genel gider sorunu ile karşılaşmıştır. Devletimizin belirleyeceği açılış tarihinden sonra doluluk oranlarının da ne olacağı belirsizdir.

Konu şu ki; her kriz, içinde fırsatlarını da barındırır. Dünya genelinde milyarlarca dolarlık yatırımı ve yüz binlerce çalışanı bulunan, çocuk eğlence sektörünün en büyük imalat ve tedarik devi, birçok farklı sahada olduğu gibi Çin’di. Birçok yerli ve yabancı firma tedarik zincirini Çin üzerinden kurmuş ve alımlarını Çin’den yapıyordu. Bu süreçte, artık pek çok sektörde olduğu gibi, bizim sektörümüzde de özellikle Avrupa ülkelerinde..

‘TEDARİK ZİNCİRİNİ EVİNİN YAKININA TAŞI’ mantığı ortaya çıkmıştır. Ülkemiz bu konuda alternatif bir tedarikçi olma yolunda hızla ilerlemektedir.

Aydın’da 2010 yılından bu yana üretim yapan ve Türkiye’nin pek çok şehrinde önemli projelere imza atmış bir firmayız. Yaklaşık 2 yıldır yurtdışı pazarlarına açılma çalışmalarımız, geçirdiğimiz pandemi sürecinde hız kazandı. Artık farklı ülkelerden ön siparişler almaya başladık. Bu tür siparişleri farklı alanlarda imalat yapan meslektaşlarımızın da alması bizi mutlu etmektedir.

Yaşadığımız pandemi sürecinin, geçmişte yaşanan diğer salgınlar gibi biteceğine inanarak, bunun Türk imalat sektörü için dış pazarlara açılmada değerlendirilmesi gereken bir imkan olduğuna inanıyorum.

Tabii ki Türk imalat sanayi olarak kendimizi sürekli geliştirmek, kalite ve güvenilirliğimizi sağlamlaştırmak, makine, iş gücü ve teknoloji potansiyelimizi artırmak önceliğimiz olmalıdır.
Bunun yanında devletimizin imalatçı firmalara her zamankinden daha fazla destek sağlaması, gerekli olan kalifiye personelin yetişmesi için meslek okulları sayısının artırılması gerekmektedir. Meslek okullarıyla ortak projeler geliştirerek sektörümüzün en önemli ihtiyacı olan kalifiye personel, yan sanayi ve Ar-Ge sorunları giderilebilir. Yeni nesil oyun alanları ve makinaları imalatı konusunda ülkemiz başı çekebilir. Bu şekilde artan iş hacimleri ile istihdam yaratılarak bir nebze olsun işsizliğin de önü alınabilir.

Sözlerime son verirken pandemiden dolayı hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Kendi yaşantılarını hiçe sayarak kahramanca mücadele veren tüm doktorlarımıza ve sağlık çalışanlarımıza teşekkürlerimi iletiyorum.

Son sözümü kurucu ve edebi liderimiz M. Kemal Atatürk’ün bir sözü ile bitirmek isterim;

‘VATANINI EN ÇOK SEVEN, GÖREVİNİ EN İYİ YAPANDIR…’