Filozof olarak nitelendirilen çocuğumuzun ilk videosunu tesadüfen izledim ve “Ben nihilizmi bu kadar detaylı anlatamazdım.” deyip kendimle dalga geçtim. Mesleğimden dolayı benzer çocuklarla karşılaştığım için yadırgamadım. Kendimce bir yorumum oldu elbette. İlk video dışında hiçbir videosunu izlemedim. Yapılacak olan yorumları tahmin etmiştim. Ama çevremden, sosyal medyadan o kadar çok şey duydum, gördüm ki... Çocuk saygısız, annesi cahil, öğretmeni yetersiz, o kadar kitabı niye okuttular ki, sokakta oynaması lazım, daha neler neler... Maalesef daha kötüleri var. İnanın bazı yorumları okurken nefesim daraldı, kalbim sıkıştı. Toplum olarak yargılamaya, az bilgiyle sonuca varmaya ne kadar meyilliyiz... Her kesimden insanın bir fikri var.

Çocuk hakkında hiçbir yorum yapmamakta kararlıyım. Ancak durumun vahametini dile getirmeden edemedim. Sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkisi çok üzücü ve çok kaygı verici. Adına birçok sahte hesap açılmış; kimisi yerin dibine sokuyor, kimisi göklere çıkarıyor. Çocuk ayan beyan istismar ediliyor. Psikologların, eğitimcilerin, avukatların, ailelerin, basının, sosyal medya sayfalarının, içerik üreticilerinin, siyasilerin, hepimizin özeleştiri yapması gerekiyor.

Biz küçükken Siyaset Meydanı'na çıkan minik dahiler vardı, o zamanlar da o çocuklar kanal kanal gezdirilir, günlerce onlardan konuşulurdu. Sonra bir daha bahisleri geçmedi. Dahi çocuk, süper çocuk gibi etiketler yüklendi. Belki birçoğu bilim insanı olmuş, önemli yerlere gelmiştir. Ancak her zeki çocuk o kadar şanslı olmuyor. Sosyal çevre, aile, eğitim olanakları çok farklı. Eğitimde fırsat eşitsizliği olduğunu, eğitim sistemimizin çocukların yaratıcılığını körelttiğini de hepimiz biliyoruz.

Normal üstü zekaya sahip çocuklara özel eğitim ve farklı fırsatlar verilmesi gerekiyor. Bu sebeple devlete bağlı Bilim Sanat Merkezleri (BİLSEM) açıldı. Belli periyotlarla sınavlar yapılıp çocuklar seçiliyor. Tabi fırsatçılar bu konuda da çocukların üzerine oynuyor. Sınav dönemlerinde sosyal medyada BİLSEM hazırlık setleri adı altında birçok yayının reklamını görmüşsünüzdür. Çocuklar setleri alıp harıl harıl bu sınavlara hazırlanmaya başladı. Çok çok çok yanlış, bu yayınların çıkmasına zemin hazırlayan eğitimcileri de kınıyorum. İnanın çocuklar sınava hazırlanıp da kazanamayınca büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. Ne gerek var çocukları bu kadar yormaya, üzmeye...

Özetle, çocuklar sürekli istismar ediliyor, özellikle de sosyal medya aracılığıyla. Çocuklar haklarının ne olduğunu ve haklarını nasıl savunacaklarını bilmiyorlar. Onları korumak ve onlara haklarını öğretmek zorunda olan bizleriz, yetişkinler!

Lütfen hem bu çocuğun hem de daha fazla çocuğun kötüye kullanılmasına engel olalım! Bireysel olarak yapabileceklerimiz sınırlı olsa da, uygunsuz bulduğumuz gönderileri şikayet edebiliriz, çevremizdekileri uyarabiliriz. Daha ötesini yapmak istersek de, çocukları korumaya çalışan sivil toplum örgütlerinde aktif rol alabiliriz.