Yeni bir yıla girmenin yanı sıra yepyeni bir yüzyılı deneyimlemenin; her gün, hatta her saniye değişen bir çağa ayak uydurmanın telaşına zaman zaman hepimiz kapılıyoruz.

İşimiz, sosyal çevremiz ve yaşam alanlarımızın zihnimize verdiği mesajların etkisiyle yalnızca bedenen değil ruhen de yorulan bu nedenle şimdiki zaman farkındalığı oluşmamış bireylere evriliyoruz.

Olayları deneyimlerken iyi, kötü ve nötr pratikleri bir arada algılamaya ve aynı anda çözümlemeye odaklanıyoruz.

Tüm bu karmaşadan sıyrılarak her anlamda ‘sakin’ ve ‘kalıcı’ bir konfor alanı vadeden minimalizm kavramı ise yarattığı ‘farkındalık’ ile bize keyifli bir çözüm imkanı sunuyor.

*Her şeyin bir amacı olsun: İndirimde diye aldığınız, hediye gelen ama asla kullanmadığınız, aile yadigarı diye atmaya kıyamadığınız tüm gereksiz objelerden kurtulun. Evinizde bulunan tüm nesnelerin bir amaca hizmet ettiğinden emin olun. Böylece ‘alınacaklar’ listenizde zamanla sadece ihtiyaçlarınıza yer verdiğinizi göreceksiniz. Unutmayın; az her zaman iyidir.

*Kendi konfor alanınızı yaratın: Evinizde bir dinlenme alanı oluşturun. Size iyi gelen kokuları keşfedip bu alanda kullanın. Hedeflerinizi destekleyen alanlara yer açın. Yalnız kalabildiğiniz, kitap okuyup müzik dinleyebildiğiniz bu alanlarda kendinizi dinleyebilme özgürlüğünü yakalayın.

*Dağınıklığı azaltın: Her sabah yatağınızı toplayarak güne başlayın. Bu alışkanlık sayesinde yavaşlamayı öğrenirken aynı zamanda sabahın ilk saatlerinde bir şeyleri derleyip toplamanın mutluluğuyla motive oluruz. Evinizde ya da iş yerinizde yüzeyleri boş, temiz ve düzenli tutmayı öğrenin.  Düzenli bir yaşam odaklanma sorununu ve zaman kaybını büyük ölçüde önlemenize yardımcı olur.

*Her odanın ayrı bir işlevi olduğunu unutmayın: Yaşam alanlarınızda kullandığınız renkleri gözden geçirin. Gününüzün büyük bir bölümünü geçirdiğiniz oturma odanızda daha sakin ve sade renkler kullanmaya özen gösterin. Ayrıca çalıştığınız, yemek yediğiniz ve uyuduğunuz alanların yalnızca o amaca hizmet ettiğinden emin olun.

*Konforu ön planda tutun: Gösterişli ancak rahatsız mobilyalardan uzak durun. Unutmayın; eviniz sizin daha rahat ve mutlu hissetmeniz için var.

*Gün ışığının evinize girmesine izin verin: Doğal ışıklar daha iyi hissetmemize yardımcı olur. Evimizde pozitif enerjiyi artırmanın yanında ruhumuzun da ışıltıya ihtiyacı olduğunu unutmayın. Evinizi sık sık havalandırın. Bu enerjilerin evinizin tüm odasında gezmesine olanak sağlayın. Unutmayın; taze bir nefes herkese iyi gelir.

*Doğal dekorasyona yer açın: Bitkiler evimize canlılık getirir. Bilimsel faydalarının yanında sorumluluk duygumuzun gelişmesine de büyük katkı sağlar. Eğer bu konuda acemiyseniz bakımı kolay olanlarla işe başlayabilirsiniz.

Bir sonraki yazıma kadar kendinize ve dünyaya iyi bakın. Minimalizm, dijital detoks ve sağlıklı yaşam alanındaki sorularınız için [email protected] e-mail adresinden bana ulaşabilirsiniz.