Ülkücü hareketin içinde kişilik ve kimlik bulmuş,

Ülkücülüğünü bugüne kadar kaybetmeden taşıyabilmiş herkesin,

İyi yönlerinin olduğu kadar, kötü yönlerinin de olması normal.

Yazıma;

“Milletvekili  Uzunırmak’ı ararken, Ülkücü Uzunırmak’ı Anlamak… “

başlığını attığımda bir çok ülkücünün,  bu başlığı çözümleyip çözümleyemeyeceğini düşünmedim bile.

Geçen haftalarda yazdığım bir köşe yazısının muhatap merkezinin sadece Ali Uzunırmak olarak algılanabilme ihtimalini düşünerek, bir nevi bu haksızlığı giderme adına da bu yazıyı kaleme aldım.

Aslında bu yazıda;

“Milletvekili Ali Uzunırmak” “Ülkücü Ali Uzunırmak” bakış açıları ile geçmişi biraz daha anlamlandırmaya,

 Sayın Uzunırmak’ı anlamaya analiz etmeye çalıştım.

Geçmişte ‘Sayın Uzunırmak aday yapılmadığı takdirde, MHP’nin 4 milletvekili çıkaracağını’ iddia edenlerin,

‘Sayın Uzunırmak’ın listeye alınmadığı takdirde küskünlerin oy vereceğini’ pompalayanların,

Amaçları bugün daha net görülüyor ki;

‘Sayın Uzunırmak giderse önümüz açılır’ tarzında “samimiyetsiz bir ön açma hamlesi” imiş.

Evet Sayın Uzunırmak gitti.

Ama Aydın MHP’de vekil çıkarma dönemi de bitti.

Geçmiş dönemde Sayın Uzunırmak’a itiraz edenlerin bu gün MHP ile yollarını ayırmış olmaları bile aslında konuyu açıklamaya yetiyor.

Bugün Aydın MHP içerisindeki bir çok kardeşimizin MHP’ye bağlılığının “koalisyon nimetleri” ile sınırlı olup olmadığını ileride daha iyi tahlil edeceğiz.    

Hepimiz şahit olduk ki;

Sayın Uzunırmak’ın Aydın’da siyaset sahnesinden çekildikten sonra  “teşkilata kattığı dinamizm” birden ortadan kalktı.

MHP, Türkiye genelinde oylarını korurken,

Sayın Uzunırmak’ın Aydın’dan çekilmesi sonrası

Aydın’da oyların tepetaklak olması

Bir milletvekiliği çıkaramayacak duruma düşmesi

Aslında gelinen noktayı çok açıkça izah ediyor.

Sayın Uzunırmak bu konularla ilgili teşkilat terbiyesi gereği hiçbir açıklama yapmamıştır.

Bilemiyorum belki de Sayın Uzunırmak kararı, ülkücülerin vicdanına bırakmıştır.

Bugün Aydın MHP’de geçmişe özlem duyuluyorsa,

Daha doğru bir anlatımla;

‘Geçmişteki dinamizm ve ivmenin nasıl yakalanabileceği?’ yönünde samimi arayışlar var ise

‘Sayın Uzunırmak’ın gücü kullanırkenki doğru argümanlarını, doğru mantık inşaalarını,

 teşkilatçı ve ülkücü tavırlarını anlamak ve çözümleyebilmek’ gerekir diye düşünüyorum.

Buraya kadar yazdıklarım;

“Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim etmek” anlamındadır.

Peki Sayın Uzunırmak’ın eksikleri yok mudur?

İllaki vardır.

Başta da belirttik.

Her ülkücünün iyi yönlerinin olduğu kadar, kötü yönlerinin de olması yaratılış fıtratı gereğidir.

Kötü yönleri derken, “bize kötü gelen yönleri, yani negatiflikleri” demek istiyorum.

Sayın Uzunırmak’ın;

Uzun yıllar milletvekilliği yapması dolayısı ile yıpranmışlığı,

Başkasına sempatik , ülkücüye sert duruşu,

Teşkilatçılığından gelen ‘Had bildirme’ üslubundaki sertliği,

Ülkücülerin fikri yetkinlik düzeyini yükseltmeye yönelik teşkilat eleştirileri,

Ali Uzunırmak karşıtlığının’ sebepleri olarak değerlendirilebilir.

Ali Uzunırmak karşıtlığının ‘zirve’ yaptığı 2015 Aydın MHP İl Başkanlığı seçimlerinde;

Sayın Uzunırmak’ın kürsüden;

“Bugün bizi eleştirenler bizim yaşadıklarımızı rüyalarında görseler uyanır, tekrar uyumaya cesaret edemez.  Gerekirse alın vekilliğimi verin ülkücülüğümü” şeklindeki isyanı aslında,

‘aslolanın ülkücülük’ olduğuna ‘tarihi bir vurgudur.’

Sayın Uzunırmak’a göre;

‘Kimliklerin önüne hangi şatafatlı kelimeler  koyulursa  koyulsun, ortaya konulan tavırda gizlidir gerçek kimlik’

Sayın Uzunırmak’a göre;

‘İdeal ve idealist kelimelerinin eş anlamlısı olan ülkü ve ülkücülük, içerikten bağımsızlaşınca, bunlardan türetilen idealist ve ülkücü kavramları da sadece isim olarak sözlüklerde kalıyor’

Evet…

Zaman Sayın Uzunırmak’ı haklı çıkardı.

Aydın MHP’de şimdiki zaman gösterdi ki;

Yetkiyi kullanan uç beylerin gerçek kimlikleri, yani ‘öz’leri  ülkü hamuru ile yoğrulmamışsa, MHP hızla irtifa kaybediyor.

Aydın MHP’de şimdiki zaman yine gösterdi ki;

Eğer ‘Ülkü ve ülkücülük, içerikten bağımsızlaşırsa’, MHP gönüllülerini hızla kaybediyor.

Bugün geldiğimiz noktada Aydın’da ;

Geçmişte kazanılan MHP kaleleri kaybedilmiş görünmektedir.

Ortada kale kalmayınca burçlara bayrağı çekme iddiasındaki cengaverler de yeni açılan kapılara erkenden tüymüşlerdir.

Her ne olduysa olan olmuş,

“Sayın Uzunırmak’lı yıllar bugün, Aydın’da aranır olmuştur..”

Bu saatten sonra karşı kaleleri tekrar fethetmenin yoluna bakmak lazım.

Bunu yaparken geçmişten ders alıp;

‘İyi zaten iyi’ deyip hep kötüleri konuşma hatasına düşmemeli,

90 iyiliği 10 kötülükle boğma hastalığından kurtulmalı,

Zirvedekilere karşı haset duygusunun körüklenmesine pirim vermemeli,

 özneler ya da sıfatlardan hangilerinin kişiyi geçmişten geleceğe taşıdığına bakılmalı,

Sonuç olarak;

Sezar’ın hakkı Sezar’a verilmelidir!

Bugünden geçmişe tekrar baktığımızda,

Milletvekili Uzunırmak’ı ararken, Ülkücü Uzunırmak’ı Anlıyoruz”

Ali Uzunırmak’ın vekillik sıfatının hiçbir zaman ülkücü kimliğinin önüne geçmediğini görüyoruz.

Bugün değişik kurgular içerisinde,

kendi hiyerarşilerini kuran ya da kurmaya çalışan teşkilattaki ülkücü kardeşlerimiz,

‘Dünyalıklarının, ülkülerinin önüne geçmesine’ müsaade etmemelidir.

Temsil noktasına hızlıca taşınan,

‘Camiamıza sonradan katılanlarla’

Aynı isimleri taşıyor olabiliriz.

Ama aynı insanlar değiliz.

Buna dikkat edilmeli.

Sayın Uzunırmak buna dikkat ederdi.

Bu hareketin vebali hepimizin üzerinde..

Kalın sağlıcakla…