Metabolik sendrom; obezite, hipertansiyon, insülin direnci veya tip 2 diyabetten oluşan çağımızın hastalığıdır. Metabolik sendrom daha çok yetişkinlerin sorunu olarak bilinirken son yıllarda çocukluk özellikle de adolesan döneminde önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Metabolik sendrom, birden fazla kardiyovasküler risk faktörü ve yağ dokusu artışı ile bağlantılı metabolik değişikliklerin bir arada bulunduğu klinik tablodur. Genetik olarak belirlenmiş, çevresel etmenler tarafından uyarılarak ortaya çıkmaktadır.

Metabolik sendrom, sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile önlenebilen veya tedavi edilebilen bir sağlık sorunudur. Diyet tedavisinde; ağırlık kontrolü, günlük toplam enerji, doymuş yağ, kolesterol ve basit şeker alımının azaltılması, meyve ve sebzelerle birlikte kepekli tahıl ürünlerinin arttırılması önerilmektedir. Bu durumun yanında ağırlık kontrolünü sağlamak için egzersiz önerilmektedir.

Son yıllarda metabolik sendrom olan kişi sayısı oldukça artmaktadır. Bir çok ülkede erişkin populasyonun %20 ile %30’nu etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Çalışmalar Türk erişkinlerde de metabolik sendrom sıklığının çok yüksek ve giderek artma eğiliminde olduğunu göstermektedir.

Son zamanlarda Akdeniz diyeti gibi dengeli diyet modellerinin koroner kalp hastalığı ve farklı kanser türlerinin yanı sıra obezite, dislipidemi ve kan basıncı yüksekliği gibi metabolik bozuklukların sıklığında azalma ile ilişkili oldukları bildirilmektedir. Akdeniz diyeti sebze, meyve, baklagiller, zeytinyağı, ceviz, fındık, üzüm gibi liften, kompleks karbonhidratlardan zengin, doymuş yağlardan fakir bir diyettir.

Metabolik sendrom belirtileri

Bel çevresinde genişleme, tansiyon yüksekliği, kolesterol yüksekliği ve kan şekerinin sınırda veya yüksek olmasıdır.

Metabolik sendromdan uzaklaşmak için:

  • Düzenli olarak üç ana öğün tüketilmeli,
  • Ara öğünler beslenmeye eklenmeli,
  • Sağlıklı kiloda olmak hedef olmalı,
  • Enerjisi/kalorisi yüksek yiyeceklerden uzak durulmalı,
  • Yılda iki kez olmak üzere düzenli olarak kan tahlili yaptırılmalı,
  • Fiziksel aktivitenin haftada en az 150 dakika olması gerekmektedir.

Uzm.Dyt.Olcay Barış