Tüm dünya Corona virüsünü konuşurken ben de iki çift laf etmeden geçemeyeceğim. Açık söylemek gerekirse, en başta konunun çok abartıldığını düşünüp çevreme de bu yönde telkinler vermiştim. Ancak o kadar basit bir sorun olmadığına ikna oldum. Kendimle ilgili bir kaygım hâlâ yok, virüsü kapsam bile bağışıklığımın buna direneceğini biliyorum. Ama virüsü başka birine, özellikle yaşlı ve kronik hastalığı olan birine taşıma ihtimalim beni geri adım attırdı. Benimle aynı süreçten geçen çok kişi olduğuna da eminim. Bu yüzden her yerde bahsedilen uyarıları dikkate alıp sorumlu davranmamız gerekiyor.

Asıl değinmek istediğim şey ise, sosyal medyada sanki herkes evine kapanmış veya kapanma şansı varmış gibi gösterilmesi. Evde şunu yapın bunu yapın, çocuğunuzla şunu oynayın gibi öneriler çok küçük bir kitle için geçerli. Okullar kapanmış ve bazı meslek grupları çalışmıyor olabilir, ancak çoğu insan çalışmak zorunda.

Esnaf kepenk indirip evine kapanamaz; basın organları, yemek-ulaşım-sağlık sektörü, eczane, market gibi işletmeler hizmet vermeye devam etmek zorunda. Aksi durumda çok büyük kaos ortamı olur.

Özellikle sağlık çalışanları bu süreçte daha çok mesai yapacak. Virüs şüphesi olan kişilerle ilk onlar temas ediyor, hastane ortamında zaten pek çok risk altındalar. Salgın çok yayılırsa belki günlerce evlerine gidemeyecekler, belki virüs kapıp bir de onunla mücadele edecekler.

Toplum olarak alacağımız hijyen ve sosyal mesafe tedbirlerinden başka, psikolojik sağlığımızı korumak için de dikkatli olmalıyız. Hem kendimiz hem çevremiz için... Bir yandan ülkemizde ölüm haberleri alırken, bir yandan da Çin’de salgının kontrol altına alındığını görüyoruz. Umudu asla yitirmemek gerek, felâket tellallığı yapmamak gerek, zorda olanlara yardım etmek gerek.

Örneğin sağlık çalışanı olan bir komşunuzdan kaçmak yerine ona yemek götürebilirsiniz veya bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sorabilirsiniz. Çalışmak zorunda olan bir annenin çocuğu ile ilgilenebilirsiniz. Corona virüsü kapıp ölmekten veya yakınlarını kaybetmekten korkan birine destek olabilirsiniz.

Maalesef dünya pek çok açıdan güvenli değil, ancak insanoğlu hep salgınlarla, savaşlarla sınav verdi. Hayatta kalmak ve çevremize hayat vermek için dayanıklı olmak zorundayız. Kaygılarımızla baş etmenin en önemli yolu, “baş etme gücümüzü hafife almamak”.

Hem bireysel hem toplumsal olarak bunun da üstesinden gelebileceğimize inanırsak coronavirüs karşısında çok daha güçlü oluruz.