Sezgin açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Tarım sektöründe üreticilerimiz giderek kötüye giden ekonomik koşullar ve uygulanan tarımsal politikaların başarısızlığı nedeniyle büyük sıkıntılar yaşamaktadır.

Bitkisel üretimde, verim ve kaliteye doğrudan etkisi bulunan ve dışarıdan dövizle ithal edilen gübre, mazot, zirai mücadele ilaçları gibi girdilerde dolar kuruna bağlı olarak yüzde 100’ün üzerinde artış meydana gelmiştir. Zor şartlar altında üretim yapan üreticilerin bu yükün altından kalkması mümkün değildir. Yüksek girdi maliyetleri nedeniyle üreticilerin bu ürünlerde kısıtlamaya gitmesi, üretimi ve dolayısıyla gıda arzını olumsuz etkileyecektir.

Tarımda diğer bir sorun, tarım ürünleri hasadının 1-2 ay gibi bir dönemde yapılıp, tüketiminin tüm yıla yayılmasıdır. Hasadı yapılan ürünlerin doğrudan piyasaya sürülmesi, fiyatlarda ani ve aşırı düşüşlere neden olmaktadır. Bu durum, ekonomik ve fiziksel (depolar gibi) imkânı olmayan çiftçilerin mağdur olmasına, mallarını düşük fiyattan satmak zorunda kalmalarına neden olmaktadır.

Özellikle çiftçilikle iştigal eden bu gençler, Bağ-Kur prim borçlarının çok yüksek olması nedeniyle tarımdan uzaklaşmakta, başka işler aramak zorunda kalmaktadır. Bağ-Kur’a zorunlu kaydı yapılan genç çiftçilerimiz, tahakkuk eden Bağ-Kur primlerini ödemede güçlük çekmekte, Muafiyet Belgesi alarak Bağ-Kur primini durdurmaktadırlar.

Tarım sektörünün diğer önemli sorunu ise, ülkemizin önemli bir tarım kenti olan Aydın’ın can damarı konumundaki Büyük Menderes Nehri'nin karşılaştığı kuraklık ve kirliliktir. Evsel ve endüstriyel atıkların arıtılmadan nehre bırakılması, tarımda kullanılan doğal ve yapay gübrelerin, zirai mücadele ilaçlarının su ortamına taşınmaları, bor içerikli jeotermal kaynak suların reenjekte edilmeden deşarj edilmesi gibi nedenlerle, yaşamsal risk içerecek şekilde kirlenmektedir. Bu nedenle hem çevre kirliliği ve balık ölümleri gibi olumsuz sonuçlar ortaya çıkmakta, hem de tarımsal ürünler üzerindeki etkiler nedeniyle insan sağlığı tehlikeye girmektedir. Ayrıca gereken tedbirlerin vakitlice alınmamış olması nedeniyle Büyük Menderes Nehri'nin suladığı havzada kuraklık kritik bir seviyeye ulaşmıştır.

Bu çerçevede;

Girdi maliyetlerindeki artışı sübvanse etmeye yönelik destek programlarının hayata geçirilmesi ve destek mekanizmalarının artırılması düşünülmekte midir?

Tarımsal ürünlerin bozulmadan depolanmasının sağlamaya ve üreticilerin finansmana kolayca erişerek depolama giderlerini karşılayabilmesine yönelik destekler sağlanması planlanmakta mıdır?

Özellikle gençlerimizi tarım sektörüne teşvik etmek amacıyla, Bağ-Kur primlerinin bir bölümünün devlet tarafından karşılanmasına yönelik bir çalışma yapılmakta mıdır?

Büyük Menderes Havzası’ndaki canlı hayatını ve ekolojiyi tehdit eden kuraklığa karşı hangi tedbirler alınmaktadır? Nehirde kirliliğe neden olan kişi ya da kurumlara yönelik ne gibi yaptırımlar uygulanmaktadır? “