CHP Çine İlçe Başkanı Tayfın Şahin, AK Parti Aydın Milletvekili ve TBMM Tarım Komisyonu Üyesi Rıza Posacı’nın katıldığı bir televizyon programında, Suriye’den alınan zeytinyağı ile ilgili yaptığı açıklamalara değinerek iktidara sert eleştirilerde bulundu.

“MASKELERİ YAVAŞ YAVAŞ DÜŞMEYE BAŞLADI”

Rıza Posacı’nın ‘PKK boru döşeyerek zeytinyağını Türkiye’ye aktarıyor’ sözlerini hatırlatan Şahin,   “‘O yağları biz almasak karşımıza silah olarak çıkacak’ demişti. Zeytinyağı üreticisinin  iktidar  tarafından  nasıl sahipsiz bırakıldığını örtmek için bahanesini bulduğu bu cümleden sonra asıl bombayı patlattı: “Tarım Bakanlığı’nda ithalat lobisi var, bu lobinin önüne bir türlü geçemiyoruz” demişti. Güler misin ağlar mısın?  Sayın vekil bir çiftçi olarak en sonunda kendisi de dayanamadı ve mensubu olduğu  AKP’nin başarısızlığını vicdanen vatandaşına haykırdı. Yerli ve milli lafını ağızlarından düşürmeyenlerin maskeleri yavaş  yavaş düşmeye başladı.”

ZEYTİNYAĞINDAKİ KÖTÜ FİYATIN NEDENİNİ AÇIKLADI

Zeytinyağındaki kötü fiyatın nedeninin Suriye’nin  Afrin bölgesinden Türkiye’ye getirilen yağlar olduğunu ifade eden Şahin, şu ifadeleri kullandı:

“Suriye savaş çıkmadan önce zeytinyağı konusunda Türkiye’nin en önemli rakiplerinden birisiydi. Kısa bir süre içinde Suriye’nin Türkiye’yi  geçeceği  ve  ciddi bir alternatif olacağı konuşuluyordu. Savaş çıktıktan sonra da Türkiye’ye resmi ve kaçak yollardan çok miktarda Suriye yağı girdi.  2018-2019 sezonunda farklı bir gelişme yaşandı. Suriye’nin  Afrin bölgesinden Türkiye’ye resmi olarak zeytinyağı getirilmeye başlandı. Üreticimiz, zeytinyağındaki durgunluktan, yüksek girdi maliyetlerine rağmen fiyatın artmamasından hatta bir miktar gerilemesinden şikayetçi iken hatta elde  geçen sezondan  kalan zeytinyağı satılamazken üstüne Afrin’den yeni ürün geldi. Buda zeytinyağımızın  3 ile 5 lira arasında fiyatının düşmesine sebep oldu. Zeytinyağında ki kötü fiyatın en büyük sebebi de budur.

 Suriye’de bir çok tarım ürünün  fiyatı devlet tarafından belirlenir. Buğday, pamuk gibi ürünler devlete satılır. Devlet tüketiciye uygun fiyatla satmak için ucuza alır. Fakat zeytinyağında böyle bir uygulama yoktur. Zeytinyağı devletin değil, özel sektörün elindedir. Suriye zeytinciliğinin en önemli merkezi Afrindir. Zeytincilik ülke için çok önemli. Son yıllarda İtalyan firmaların bu ülkeye girmesi ile zeytinyağı üretenler diğer üreticilere göre çok iyi paralar kazandı. Yani 100 dekar alanda buğday eken birisi 1 lira kazanıyorsa, zeytinyağı üreticisi 10  lira kazanıyor.

 İtalyanların Suriye’ye girmesi ile Türkiye’nin müşterisi olan Orta Doğu’daki alıcılar Suriye’ye gitmeye başladı. Orta Doğu’daki müşterilerimiz yarı yarıya azaldı.  Bu nedenle Suriye, Orta Doğu pazarının yarısını elde etti. Savaşa rağmen insanlar çok iyi gelir getirdiği için zeytin ağaçlarını terk etmediler.

    Türkiye’de Zeytinyağı ihracatı yapan firmalar Suriye’den Afrin  yağı almak için, sayın Rıza Posacı’nın  tabiri caizse  tefeci ile yarışır hale geldiğini söylediği Tarım Kredi Kooperatifleri’ne  başvuruyor. İhtiyacı olan yağ  miktarı  için  bankaya parayı yatırıyor. Yağı teneke ile alma zorunluluğu var. Oradan 17 litrelik tenekelerle getirilen zeytinyağı  Gaziantep ve Antakya’da tenekelerden boşaltılıyor ve dökme olarak satın alan  ihracatçıya gönderiliyor. Bu yağ işlendikten sonra Suriye yağı olmaktan çıkıyor ve Türkiye yağı olarak ihraç ediliyor maalesef.”

“YOLUN SONU GÖRÜNDÜ”

Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hükümetin ve Tarım bakanlığının asli görevi vatandaşını, üreticisini ve çiftçisini korumak, kollamak ve kalkındırmaktır. Bunu yapamıyorsa eğer yalan dolanlarla bahanelere başvurmak acizliktir. İtalyanların Suriye zeytinyağını tercih etmelerinin tek nedeni bölgesel pazarları ele geçirmektir. Hiçbir hijyenik ortamı olmayan bu yağı rafine edip ve karışım yağ olarak ortadoğu’ya  pazarlayabiliyorlarsa biz niye yapamıyoruz? Daha dün kardeş dediğimiz Suriye devlet başkanı Esad düşmanımız değil de dostumuz olarak kalsaydı, şimdi ülkemize ne zeytinyağı borusu döşeyen pkk olurdu ne de 2018 yılından beri ödenemeyen buzağı desteklemeleri üreticimize bekletmeden zamanında ödenir, sığınmacı Suriyelilere harcadığımız 40 milyar dolarımız havaya uçmazdı. İbret alınması gereken de şudur: bölgede alınan yanlış dış politika kararları demek ki çiftçimizi bile olumsuz etkileyebiliyormuş. Zeytin üreticisinin yanında olamayan, çıkardıkları maden yasasıyla zeytinliklerin talan edilmesinin önünü açan, zeytinyağımızın kalitesiyle oynayan yandaş tüccarlara göz yumarak dünya pazarlarına sokmayı beceremeyen  iktidar partisi için artık yolun sonu görünmeye başlanmıştır.”