Onganik tarım işiyle uğraşan çiftçilerin 3 yıl boyunca destek alırken, 2019 Yılı Destekleme Kararnamesi ile 2019 yılına ait destek ödemelerini alamayacaklarını belirten CHP Çine İlçe Başkanı Tayfun Şahin, "Sağlıklı ve güvenilir üretim yapan çiftçiler, bu kararname ile cezalandırılıyor" dedi.

CHP Çine İlçe Başkanı Tayfun Şahin, Organik tarım yapan çiftçilerin sorunlarıyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

Organik tarım yöntemleri ile üretim yapanlar, 2019 Destekleme Kararnamesi ile cezalandırılmışlardır. Destekleri azaltılırken, üç yıl üst üste iyi tarım desteği alanlara 2019 yılı için destek ödenmeyecek. Organik tarımda ise 2017 ve 2018’de destek alanlar 2019’da destek alamayacaklar.. Organik tarım ve iyi tarım bir çok ülkede sağlıklı ve güvenilir gıda üretimi için özel olarak desteklenir. Türkiye’de ise bu kararname ile sağlıklı ve güvenilir üretim yapan cezalandırılıyor. İhraç edilen ürünlerde ilaç kalıntısı çıktığı için İyi Tarım Uygulamaları başlatılmıştı. Zeytinde organik tarım uygulayan bir çiftçi 2016, 2017 ve 2018’de destek aldıysa şimdi neden cezalandırılıyor? Bugüne kadar ödenen desteklemelerin %80’i Avrupa Birliği'nden, geri kalan %20’lik kısımda yine budanarak Bakanlık tarafından karşılanıyordu. AB desteğini çekince gördük ki Bakanlığın bu konuda çok büyük bir desteği de zaten yokmuş. Ama lafa gelince üreticinin yanında en büyük destekçi AKP hükümeti oluyordu. Kandırılmışlık iliklerimize kadar işlemiş meğer!

"9 MİLYON LİRA AVUÇLARIMIZDAN UÇTU GİTTİ"

Organik zeytin üretiminde Çine ilçemiz Türkiye’nin en çok ve en büyük destekleme rakamını alma özelliğine sahiptir. Organik desteklemeden faydalanan üretici sayımız 3.046 kişidir. Tescillenmiş organik alanımız 136.897 dekardır. Bunun karşılığı olarak ta 9.654.043 milyon lira yani eski parayla 9,5 trilyon para Çineli üreticimizin avuçlarından uçup gidiyor. Bu ilçemiz ekonomisine de büyük bir darbedir. Çine kadar etkilenen başka da bir yok Türkiye’de . Son yıllarda Çine’nin en büyük tarım gelişmesi ve organizasyonu olan organik zeytin yetiştiriciliği maalesef hükümetin bu akıl almaz kararıyla sekteye uğratılmış üreticimizi kahretmiştir.

"ARTAN MALİYETLER NEDENİYLE ÜRETİCİ ZARAR EDİYOR"

İklim değişikliklerinden en çok etkilenen ürünlerden birisi de zeytintir. Çine’nin ağaç varlığı ciddi oranda olmasına ve Aydın ilinde en çok ağaca sahip olmamıza rağmen üretim aynı oranda artmıyor. En önemli nedenlerden birisi iklim değişikliğidir. Yüksek yerlerin dışında yaklaşık son beş yıldır zeytin rekoltesinde çok büyük bir düşüş vardır. Özellikle çiçeklenme döneminde havaların soğuması nedeniyle çiçeklerin dökülmesi ile üretim azalmaktadır. Bir başka sorun ise zeytin sineğidir. Zeytin sineği ile yeterince mücadele edilmemesi nedeniyle zeytinin ve dolayısıyla zeytinyağının kalitesi düşüyor. Bu nedenle düşük asitli yağ bulmak çok zor. Asit oranı yükseldikçe fiyat düşüyor. Artan maliyetler nedeniyle üretici zarar ediyor. Üretici son 6-7 yıldan bu yana yağını hemen hemen aynı fiyata satıyor. Bazı yıllar 1-2 lira artıyor, bazı yıllar düşüyor. Fakat üreticinin işçilik maliyeti her yıl artıyor.

"ZEYTİN ÜRETİCİMİZ NASIL PARA KAZANACAK?"

Zeytinyağında son zamanlarda başımıza bela olan en önemli sorunlardan birisi Suriye’den özellikle Afrin’den Türkiye’ye resmi ve gayri resmi yollardan giren ucuz ve kalitesiz zeytinyağının olumsuz etkisidir. Kaçak olarak giren zeytinyağının yanı sıra, Tarım Kredi Kooperatifleri üzerinden Türkiye’ye getirilerek ihraç edilen zeytinyağının özellikle fiyatların düşmesinde önemli rolü vardır. Afrin yağının litresi 10 liranın altında. Bu üreticinin maliyetinin bile altındadır. Bu önlenemezse zeytin üreticimiz nasıl para kazanacak, bunu düşünen bir iktidar partisi yetkilisi de mi yok?

İyi tarımda ve organik tarımda her şey kontrollü yapılıyor. Denetim firmaları çok sıkı denetleyerek sertifika veriyor. Hangi akla hizmet bu üretim şekli desteklenmeyecektir. İyi tarım yapanlara yerine göre T.C. Ziraat Bankası daha yüksek oranlarda kredi sağlayabiliyordu. Üreticiler şimdi bundan da yararlanamayacaklar. Öyle ya kurtarıcısı ve destekçisi olduğu çiftçinin, üreticinin, köylünün ineklerine haciz koyan Ziraat Bankası önce tüpçü Demirören'e Doğan Medyayı satın alsın diye 675 milyon dolar kredi verdi. Şimdi de yandaş Simit Sarayı'nı kurtarmak için %51'ni satın aldı. Bu krediyi açan bankacının simitteki susam kadar aklı varsa eğer vay halimize! Yoksa da eğer Ziraat Bankasınca satın alınıp milletin parasıyla yandaşın kurtarılacağını utanmadan gözümüzün içine soka soka bir daha gösterdiler maalesef.

"ORTALIK YANGIN YERİ"

Ortalık yangın yeri. İşsizlik, enflasyon almış başını gitmiş. Bir çare bulalım, çareler üretelim yok. Neymiş kanal İstanbul yapılacakmış deyip Katar İstanbul aşkına memleket toprakları ellere peşkeş çekiliyor. Hiç mi ibret almazlar 17 seneden beri İnşaat diye diye memleket bitti, memleket. Para yok, huzur yok, umut yok, sevgi yok, iş yok.

Çine çiftçisinin sesi olan Çine ziraat odası başkanı, kaderine terk edilen çiftçinin çığlığını çoğaltarak Ankara’ya kadar gidiyor. iktidar partisinin sorumlularına haykırıyor, alınan kararların yanlış olduğunu üstüne basa basa söylüyor. Yetmedi Çine’de misafir ediyor dertlerine çare umarak. Üreticiyi adam yerine koymalarını, onlarında fikirlerinin alınmasını istiyor. Çine Esnaf Odası başkanı en sonunda dayanamıyor. Zaten zor durumda olan küçük esnafın tepesine inen yeni zorlaştırılmış uygulamaların ve arttırılan ağır vergilerin, esnafın sonu olacağını anlatıyor. Kapanacak kepenklerin yarın suratlara da kapanacak kapılar olacağını söylüyor. Ama AKP Çine teşkilatından tık yok. Milletvekillerinden tık yok. Sorunlara çare bulmak yerine, günü birlik konularla, şatafatla gündemde kalmayı tercih ediyorlar. Ülke yönetmeyi, vergi toplamak, devlet kurum ve fabrikalarını satmak zannedersen halkını böyle gülünç durumlara düşürürsün. Memleket bitti memleket.."