Aydın Barosu Yönetim Kurulu'ndan istifa eden Av. Rabia Altuntaş Çiftçi, Baro Başkanı Gökhan Bozkurt'a sert sözlerle yüklendi. Bugüne kadar yaptığı çalışmalar sırasında pek çok sorunla karşılaştığını vurgulayan Rabia Altuntaş Çiftçi, Başkanın yaşanan soruları çözmek yerine sosyal medya ve whatsapp gruplarında göndermeli sözler söylemeyi tercih ettiğini belirtti. "İstifa etmem baroma ve meslek örgütüme hizmet etmekten vazgeçtiğim anlamına gelmesin. İstifam yeni mücadele girişimimin bir başlangıcıdır" ifadelerini kullanan Çiftçi, Bozkurt'u istifaya davet etti.

Rabia Altuntaş Çiftçi'nin istifa dilekçesi şöyle:

"Yönetim Kurulunun birbirinden değerli üyeleri, öncelikle bu dilekçeyi kaleme almak zorunda kalmaktan duyduğum üzüntüyü dile getirmek istiyorum. Kiminizle geçen dönemden, kiminizle ikinci dönemden,  istifa ettiğim bu sürece kadar çalışma şansına eriştim. İyisiyle kötüsüyle bir süreç geçirdik. Kimi zaman ortak payda da buluştuk kimi zaman ayrıştık. En son gelinen süreçte mevcut yönetim anlayışı nedeniyle daha fazla yönetim kurulu üyesi olarak çalışma şansım kalmamıştır. İstifa dilekçemi verirken herşeyi irdeledim ve çok düşündüm. Tamamen kendi karar ve değerlendirmelerim ile istifa ediyorum. 

İstifa kararımın sebebini sizlere aşağıda anlatacağım. (İstifa gerekçemin, Türkiye Barolar Birliğinin olağanüstü genel kurula çağrılması ile hiçbir ilgisi yoktur. Kaldı ki alınan kararda şahsımın imzası mevcuttur. ) 

Ama öncelikle birlikte çalıştığım siz yönetim kurulu üyesi arkadaşlarıma, bana oy veren, güvenen meslektaşlarıma, komisyonlarda birlikte çalıştığım meslektaşlarıma, tecrübelerini benden esirgemeyen meslek büyüklerime, enerjileriyle bana güç veren mesleğe yeni başlayan meslektaşlarıma, yol arkadaşlarıma ve de fedakâr baro personeline minnettarlığımı bildirmek istiyorum. 

Aydın Barosu, tarihi boyunca hukuk, adalet ve özgürlüklerin güvencesi olmuştur. Tarihi Cumhuriyet tarihi ile eş değer olan Baromuzda yönetim kurulu üyesi olmanın onur ve kıvancını hep yaşadım, bu bilinçle meslaktaşlara layık olabilmek adına bahaneler üretmeden heyecenla ve şevkle çalıştım.  Baromuzun kurumsal kimliğine zarar vermekten kaçındım. Seçimli Olağan Genel Kurul sonrası Genel Sekreter olarak çalışmaya başladıktan, Genel Sekreterlikten istifa sürecime kadar beni huzurusuz eden ve çalışma şevkimi kıran olaylarla birçok kez karşı karşıya kalmam karşısında, bu dönemin tarafım açısından çok tehlikeli olduğunu ve yıpranacağımı öngörerek, sırf onurumu ve kişiliğimi korumak için Genel Sekreterlikten ayrıntılı dilekçem ile istifa ettim. Bu dönem için hiçbir divan üyeliği beklentim olmadı. Meslek örgütüm ve meslektaşlarım için çalışma amacım dışında başka bir amacım olmamasına rağmen, istifamdan sonra hırs içerisinde olduğum şeklinde ithamlara da mağruz kaldım. Sosyal medya aracılığıyla ve söylemlerle meslektaşlara istifamdaki haklı gerekçelerimin üstünü kapatmak için hırs içinde olduğum algısı yaratılmaya çalışıldı.

Bu dönemin seçimden sonra başlamasıyla birlikte baro siyaseti olarak tabir edilen kirli yüzü çok acımasızca ortaya çıkmış, yönetim içerisindeki birlik beraberlik ve uyumu tamamen ortadan kaldırmıştır. Divan oluşumundan itibaren başlayan ikili görüşmeler, verilen sözler, pazarlıklar, iletişimsizlik yönetim kurulu üyesi arkadaşlar arasında ayrışmaları beraberinde getirmiş, kendi içimizde kavgalara, kutuplaşmalara neden olmuştur. Yalnızlaştırma çabaları ve taraf olmalar başlamıştır. Bu durumun seçim sürecine yaklaştıkça daha da tırmanacağı, Baromuzun kurumsal kimliğine zarar vereceği açıktır. 

 Hiçbir makam ve kurum vazgeçilmez değildir, Barolar ve başkanlık makamı şahsi güç kaynağı ve de sıçrama tahtası olarak görülmemelidir. Makamlar kimsenin malı olmadığı gibi bu görevleri üstlenmek kadar yeri ve zamanı geldiğinde bırakmayı bilmek de gerekir. 

 Baroda tek adam iklimi, anti demokratik usuller, yönetim kurulu üyelerini yok sayma, sırf başkanlığı sürdürebilme adına ya da olabilecek gelişmelere karşı kontrol altında tutma kaygılarıyla baronun etkin organlarını tek elde toplama, komisyonlara müdahale, yönetim kurulunda aşılamaz sorunlara neden olmuş, aynı zamanda komisyonda çalışan arkadaşların şevkini kırmış ve kutuplaşmalar artmıştır. Makamlar sürekli elde tutmaya çalışılan yerler olmamalıdır. Meslektaşlara açıklanan “son kez" vurgulu söylemleriniz ile içinizde barındırdığınız siyasi istekleriniz arasında çelişkiler var ise işte bugün yönetim içerisinde yaşanan ve baromuza zarar veren sorunların yaşanılması kaçınılmazdır.

 Gerek yönetim kurulu üyesi olarak çalışmalarıma gerekse komisyon koordinatörü olarak komisyonlardaki özverili çalışmalarıma rağmen, hiçbir Yönetim Kurulu üyesinin görüş ve düşüncesi alınmadan ve Yönetim Kurulu kararı dahi olmadan 31.05.2019 tarih 1532 sayılı yazı ile tarafıma “Baromuzun kurumsal itibarını sarstığım” yönündeki iddialar ile Baro Başkanı tarafından çalışma şevkimi kırıcı ve onurumu zedeleyici “UYARI”  yazısı dahi gönderilmiştir. 

Tarafıma gönderilen uyarı yazısı üzerine 17.06.2019 tarihinde verdiğim cevap dilekçemde Baro Başkanının yükümlülükleri arasında Yönetim kurulunun uyum ve bütünlük içerisinde sağlıklı bir şekilde çalışmasının sağlaması olduğu hatırlatılarak, Baromuzun kurumsal kimliği daha fazla zarar görmemesi için yönetim kurulu içindeki kaos ve sıkıntının giderilmesi talep edilmiş, ancak bu zamana kadar yaşatılan sıkıntılar ve davranışlar tarafımdan tahlil edilerek, yönetim anlayışında değişiklik olmayacağı sıkıntıların daha da tırmandırılacağı öngörülmüş ve Baro Başkanı istifaya davet edilmiştir. Staj Kuruluna üye atanması,  bu aşamada Koordinatörünün istifası ile staj koordinatörü atanması aşamasında ve bu aşamadan önce yönetim ve komisyonlarda yaşanan sıkıntılar karşısında bu öngörümde ne kadar haklı olduğum açıkça ortaya çıkmıştır. Kendisine olan istifa çağrımı yineliyorum.

Şunu da çok açık ve net biliyorum ki tarafıma gönderilen uyarı yazısına karşılık verdiğim cevap dilekçemde belirttiğim hususlar ile yönetimdeki sıkıntıların çözülmesi taleplerim bugüne kadar dikkate alınmayarak, mevcut sorunları çözecek girişimler de  bulunulmadığı gibi; iş bu dilekçemin içeriği ile anlatmak istediğim hususları hiçbir şekilde önyargısız olarak anlama gayreti gösterilmeyecek, uyarılarım yine dikkate alınmayacak,  aksine baromuza yakışmayan seviyede baromuzun itibarını sarsacak kavga ortamları yaratılmaya çalışılacaktır. Hırs ve ahlak söylemleri ile yıpratılma çalışmalarına maruz kalacağımı da gayet iyi biliyorum(Ki) bu eylemler istifa süreçlerinin başlaması sonrasında sosyal medya aracılığıyla göndermeler ile de başlamıştır.

Baro Başkanı, yönetim içindeki sıkıntıları ve sorunları çözme yönünde tutum ve davranışlar sergilemesi gerekirken, sosyal medya üzerinden gönderme niteliğindeki bu eylemleri kendisine yakıştıramıyorum. (Aynı söylemler yönetim kurulu whatsapp grubunda da imalı, seviyenin altlarda yer aldığı basit kelime oyunlarıyla da direk tarafımı hedef alan yazışmalar gerçekleşmiştir.) İstifa ederken çok üzülerek kendisini ahlak ve hırs üzerine yaptığı göndermeler hususunda seviyeli olmaya davet ediyorum. 

 Ülkem ve meslek örgütüm için faydalı ve iyi çalışmalar yapma çabamın hırsla algılanması da tarafımdan anlaşılabilmiş değildir. Gerek çevre komisyonunda gerekse çocuk haklarında gerçekleştirilen çalışmalar baromuzun ismini yüceltmekteyken Baro Başkanının neden bundan rahatsız olduğu da sorgulanmalıdır. Yönetim kurulu içerisinde çözüm odaklı, huzurlu ve düzenli bir çalışma ortamının kalmamıştır. Yaptığınız çalışmalar rahatsızlık veriyor, kimse benden daha fazla öne çıkmasın, dikkat çekmesin zihniyetiyle çalışma şevkini kırıcı söz ve eylemlerle artık çalışma imkanı kalmadıysa, faydalı olamıyorsan ve bu gerginlik baromuzun kurumsal kimliğine zarar vermekteyse sırf ismimin önünde sıfat bulunması için daha fazla yönetim kurulu içerisinde kalmamın bir yararı yoktur.

 Son olarak; şunu açık ve net belirtmek istiyorum; istifa etmem baroma ve meslek örgütüme hizmet etmekten vazgeçtiğim anlamına gelmesin. İstifam yeni mücadele girişimimin bir başlangıcıdır. Ülkemiz ve baromuz adına güzel günlerde görüşmek üzere."