COVID-19 salgınının ülkemizdeki yayılımını yavaşlatmak amacıyla alınan tedbirler kapsamında halkımız kendini iyice eve kapattı. Hâlâ uyarıları dinlemeyenlere tanık olsak da çoğumuz üstümüze düşen görevi yerine getirmeye çalışıyoruz. İnsanlar gerekmedikçe sokağa çıkmıyor, çalışmak zorunda olanlar ev-iş arasındaki döngüde gidip geliyor. Tabi gününün çoğunu dışarıda geçirmeye alışmış kişiler için bu durum daha da zorlayıcı bir hal alıyor. Çocukların da tam dışarıda oynayabilecekleri mevsim gelmişken eve hapsolmaları, hem anne babalar hem de çocuklar için ayrı bir zorluk teşkil ediyor.

 

Sosyal izolasyon altındaki kişilerin psikolojik iyilik hallerini korumaları için bazı tavsiyelerim olacak:

  • Öncelikle bu bir kriz halidir ve bu sebeple kendinizi üzgün, stresli, endişeli, şaşkın, korkmuş ve kızgın hissetmeniz normaldir. Duygularınızı fark edin ve kabul edin. (Hiçbir şey hissetmiyor, korkmadığınızı düşünüyor da olabilirsiniz. Ancak bu süreçten etkilenmemek pek mümkün değil. Korkmamak sizi önlem almamaya itiyorsa, lütfen bundan vazgeçin.)   
  • Güven duygunuz zedelendiği için, size kendinizi güvende hissettiren yakınlarınızla sık iletişim kurun.
  • Hem evde sosyal etkileşiminizi artırın, hem de sosyal medya ve telefon görüşmeleri ile arkadaşlarınızla iletişim halinde olun.
  • Sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürün. Bağışıklığınızı koruyun ve yükseltmeye çalışın. Fiziksel ihtiyaçlarınızı ihmal etmeyin. Dengeli beslenmeye ve kaliteli uykuya dikkat edin. Örneğin uyumadan hemen önce bir şeyler yemeyin ve internete girmeyin. Bugüne kadar bunlara dikkat etmediyseniz, belki bu süreç bir başlangıç olur ve kriz fırsata dönüşür. Neden olmasın?
  • Mümkünse yoga, meditasyon, nefes ve gevşeme egzersizleri yapın. Bu konuda çok güzel videolar ve canlı yayınlar var; mutlaka biri size hitap edecektir. Zihnimizi yavaşlatmak, an’a odaklanmak, diyafram nefesini kullanmak, nefesimizi ve tüm bedenimizi fark etmek stresimizi azaltır. Bu konuda önyargınız varsa, kırın J
  • Kitap, bulmaca, müzik, masa oyunları, çizim, yazı, araştırma, toprak, yardım gruplarına katılmak, tembellik yapmak… Size ne iyi geliyorsa onu yapın.
  • Duygularınızla baş etmek için sigara, alkol ve madde kullanmayın.
  • Olası riskler ve nasıl önlem alacağınıza dair güvenilir kaynakları kullanın.
  • Kendinizin ve ailenizin moral bozan medya içeriklerini izleyerek geçirdiği zamanı azaltın. Söylentilere kulak asmayın. Bazı duyumlar bizi dehşete düşürebiliyor, mümkün olduğunca uzak durun. Sürekli negatif paylaşım yapan kişilerin gönderilerine engel koyun.
  • Gün içinde en fazla iki kez haber okuyun veya izleyin.
  • Duygularınızla baş etmek için, geçmişte zor zamanlarda kullandığınız becerilerden faydalanın. Güçlü yanlarınızı fark edin.
  • Çok bunaldığınızda duygularınızı mutlaka çevrenizdeki güvenilir bir kişiyle paylaşın. Yardım istemekten çekinmeyin.
  • Bu süreçte pek çok şey belirsiz olsa da, belirsizliğe tahammül etme gücünüzü arttırmak için, kontrol edebileceklerinizle kontrol edemeyeceklerinizi ayırın. Her şeyin elinizde olamayacağını kabul edin.
  • Felaket senaryoları kurmak yerine, gerçekçi olun. Hep kötüye odaklanmayın, iyi gelişmeleri görmezden gelmeyin. Bu günlerin geçeceğini kendinize hatırlatın.
  • Gelecekte neler yapmak, nerede olmak istediğinize dair hayaller kurun, planlar yapın.
  • Bu krizin size neler öğretebileceğini düşünün, hayatınızda neleri değiştirmeniz gerektiğini gözden geçirin.

  

Bu zorlu günlerde ruh sağlığı çalışanları olarak, psikososyal destek faaliyetleri içindeyiz. En temel görevlerimizden biri, toplum ruh sağlığı için koruyucu önlemler alınmasına katkıda bulunmak. Pek çok gönüllü psikolog arkadaşımla birlikte, Corona salgını sırasında diğer ülkelerde yürütülen faaliyetleri takip ediyor ve ülkemiz için uygun planlamayı oluşturuyoruz. Yakın zamanda, sağlık çalışanları öncelikli olmak üzere tüm gereksinimi olanlara, online psikososyal destek hizmetleri sağlayacağız.

İyimserliğin, geleceğe dair umut beslemenin ömrü bile uzattığı bilimsel olarak kanıtlandı. COVID-19 krizini hep birlikte yeneceğiz, sakın umutsuzluğa düşmeyin!