Efeler Halide Hatun İlkokulu'nda görevli 49 yaşındaki Öğretmen Emine Güven, geçen yıl 22 Kasım'da rahatsızlanınca hastaneye gitti.

Burada çeşitli testler yaptıran Güven, 24 Kasım'da meme kanseri olduğunu öğrendi. Güven, 27 yıllık meslek hayatında ilk kez bir Öğretmenler Günü'nde görevinin başında olamadı.

Tedavisine hemen başlanan Güven, yüzlerce öğrenci yetiştirdiği, 20 yıldır görev yaptığı okulundan uzaklaşmak zorunda kaldı.

Kemoterapi tedavisi alan Güven'in aklı ise çok sevdiği öğrencilerindeydi. Bu süreçte yakınları, öğrencileri, velileri ve meslektaşlarının bir an olsun yalnız bırakmadığı Güven, bu yıl eylül ayında test sonuçları temiz çıkınca 23 Eylül'de okuluna ve çok sevdiği öğrencilerine kavuştu.

AYESOB ile Cumhuriyet Başsavcılığı arasında önemli protokol imzalandı AYESOB ile Cumhuriyet Başsavcılığı arasında önemli protokol imzalandı

Öğrencilerinin yanından ayrılmadığı Güven, bazen teneffüs aralarını çocuklarla bahçede oyun oynayarak geçiriyor.

- "ÖĞRETMENLİĞİ SEVİYORUM"

Emine Güven, AA muhabirine, çok zorlu süreçlerden geçtiğini belirterek, okuluna döndüğü için çok mutlu olduğunu söyledi.

Süreci anlatırken gözyaşlarını tutamayan Güven, şöyle devam etti:

" Evet tedavim devam ediyor ama öğrencilerime kavuşmak, çocuklarımla birlikte olmak daha güzeldi benim için. Kafamı dağıtıyorum. Onların sevgisi, gülen gözlerle bana bakmaları çok büyük bir şey. Ne diyeyim, anlatamıyorum o kısmı. Çok zordu gerçekten. Öğretmenliği seviyorum. Bir daha dünyaya gelsem tekrar öğretmen olurum. Çocukları çok seviyorum. Yani onların gülen gözlerinde bir şeyler görmek, sizi değerli hissettirmeleri çok güzel. Okulun kapısından girdikten sonra artık velilerden çıkıyor onlar benim çocuklarım oluyor. O çocuklarla birlikte güzel bir şeyler yapmak, onların hayatlarına dokunabilmek, onlarla birlikte bir anı oluşturabilmek çok güzel benim için."

Hastalık sürecinde hiç yalnız kalmadığına dikkati çeken Güven, öğrencilerin zaman zaman kendisini ziyaret ettiğini anlattı.

Güven, "Öğrencilerle aramızda bağ oluştuğunu düşünüyorum. Hastalığımda onlar da soruyorlardı. 'Öğretmenim ne zaman geleceksiniz?' Hep birlikte gün saydık. Doktorlarla bile hastalığım konusunda 'şu zamanda bitsin' diye konuşuyorduk. Yeni eğitim öğretim dönemine yetişeyim derdindeydik. Çok şükür onlara kavuştum." dedi.

- "SEVİLMEK KADAR GÜZEL BİR ŞEY YOK"

Moralin bu hastalığın tedavisinde çok önemli olduğunu vurgulayan Güven, bu süreci şu sözlerle anlattı:

"Kesinlikle moral çok önemli. Belli bir zamandan sonra düşüşe geçiyorsunuz, neler yapacağınızı bilmiyorsunuz. Sürekli 'acaba tekrar başa dönecek miyim?...' Ama böyle motivasyon olduğunda, beklemediğiniz anda bir kapı zili çaldığında karşınızda hiç beklemediğiniz arkadaşınızı, öğrencinizi gördüğünüzde, mezun ettiklerinizi gördüğünüzde ne kadar sevildiğinizi hissediyorsunuz. Sevilmek kadar güzel bir şey yok. Önemsenmek kadar güzel bir şey yok. Sevdiklerim sayesinde atlattım diyebilirim. Evet, doktorların verdiği şeyler önemli tabii ki ama öğrencilerim, yani onların gözlerindeki o 'öğretmenim ne zaman geleceksiniz?' sorusuna 'eylülde beraberiz' yanıtını verebilmek... O yüzden çok iyiydi, çok rahat atlattım hastalığı diyebilirim."