Çine Belediye Eski Başkanı ve CHP Eski Aydın Milletvekili Osman Aydın’ın, Gökyaka ve Saraçlar Mahallesi sınırlarında bulunan meyve bahçesine ses bombası attığı ve bu sayede yağmur bulutlarını dağıttığı iddia edilmişti. Gökyaka Mahalle Muhtarı Güner Sevim ve vatandaşlar, yaşadıkları bölgeye yağmur yağmadığını ve buna Osman Aydın’a ait meyve bahçesinden gökyüzüne atılan dolu bombasının sebebiyet verebileceğini belirterek olayın araştırılması için kaymakamlığa dilekçe verdi.


Eski Başkan Osman Aydın, günlerdir gündemi meşgul eden olayla ilgili açıklama yaparak iddialara yanıt verdi. Böyle bir şeyin bilimsel olarak mümkün olmadığını ifade eden Aydın, “Yağmur bulutlarının kaç ton olduğunu sanıyorsunuz?  Tonlarca ağırlıkta bulutlar var. Biz hangi kudretimizle, gücümüzle bunu dağıtmayı becerebileceğiz?” dedi.

“DEDİKODULARI BIRAKIP, DAĞLARI BAĞ YAPMAMIZ LAZIM”
Dolu makinesinin Avrupa’da uzun yıllardır kullanıldığını ve tarımsal açıdan yararlı bir makine olduğunu ifade eden Osman Aydın,  “Bu arazi dağdı, kayalık bir alandı. Atıl durumda bir araziydi. Burası 630 dönüm. Aldıktan sonra burayı canlandırmak ve iş imkanında çoğaltmak amacıyla meyvecilik yapmaya karar verdik. Bu bölgede meyvecilik olmaması sebebiyle örnek de olsun istedik. Toplam 23 bin gelişmiş ağacımız, 6 bin 500 fidanımız var. Burada ihracata uygun kaliteli meyve yetiştirip katma değer koymak istedik ve çok sayıda kişi istihdam ediyoruz. Bizim Çine’deki tarımımız maalesef mısırla kısıtlı kalmış durumda. Muğla, Fethiye şuanda bizim önümüze geçmiş durumda. Pazarda Çine ürünü çok az. Bu da ilçenin göç vermesine neden oldu. Şuanda 50 bini geçebilmek için ilanlar veriyoruz. Biz Çine olarak batının doğusuyuz. Yani göç veren bir ilçeyiz. Çünkü iş imkanlarımız sınırlı. Bunu tersine döndürmemiz lazım. Bu tür dedikoduları bırakıp, dağları bağ yapmamız lazım” diye konuştu.

“TEKNOLOJİYİ KULLANMAZSAK GERİ KALIRIZ”
Bilim adamlarının geliştirdiği teknolojileri herkesin takip etmesi gerektiğini söyleyerek kullandığı makine hakkında bilgi veren Aydın, sözlerine şöyle devam etti:
“Tarımın en büyük düşmanlarından biri doğa olayları.  En büyük zararlar doğa olaylarından geliyor. Tarımda bu zararları nasıl engelleriz diye bilim adamları araştırmalar yapıyorlar. Biz de elimizdeki imkanları koruyabilmek için bunları araştırıyoruz. Bizim ürünlerimize en büyük zararı veren olaylardan biri don. Bilim adamları ısının her metrede bir derece yükseldiğini fark etmişler. Yukarıdaki ısıyı tabanda kullanabilmek için makine icat etmişler. Isıyı yukarıdan emer aşağı basar. Makineyi de yukarıya kaldırır. Bu sistemin aynısını uygulamış 8 metre yukarıya pervaneyi yerleştirmiş. Yani 70 dönümlük arazideki don zararını sıfıra indiriyor. 7 senedir kullanıyorum makineyi. Bu bir örnek oldu. Don makinesini yıllardan beri Avrupa kullanıyor. Biz bu teknolojileri kendi memleketimizde kullanamazsak geri kalırız. Ben bunu ilk aldığımda çevredekiler hiçbir işe yaramayacağını düşünüyordu. Bana ‘Define aramak için satın aldı’ dediler. Define aradım ama o define yetiştirdiğim meyve.”

“ÇIKAN SES NEYİ ENGELLEYEBİLİR?”
İddiaların gerçeği yansıtmadığına vurgu yapan Aydın, “Dolu makinesiyle ilgili diyorlar ki, ‘Bu bulutları dağıtıyor’. Hangi üniversitenin hangi bölümünden mezun oldun? Hangi bilimsel tezi geliştirdin de bunu iddia ediyorsun? Çekmiş köyden, tarlayı gösteriyor. Yahu ne var? Patlıyormuş. Bu ses neyi engelleyebilir? Bu yağmur bulutlarının kaç ton olduğunu sanıyorsunuz?  Tonlarca ağırlıkta bulutlar var. Biz hangi kudretimizle, gücümüzle bunu dağıtmayı becerebileceğiz?” ifadelerini kullandı.


“MAKİNE SADECE DOLUYU YAĞMURA ÇEVİRİYOR”
‘Biz malik miyiz’ diyerek iddialara tepki gösteren Aydın, makinenin sadece kristalleşmeyi önlediğini ve doluyu yağmura çevirdiğini söyledi.
Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz meteorolojiden bize yaklaşan dolu bulutlarını tespit etmek için bilgi alıyoruz. Dolu bulutları ve yağmur bulutları farklılık gösteriyor. Meteoroloji, radardan bu bulutları takip edebiliyor. Bizim makinenin koordinatları orada var. Koordinatlarımıza 5-6 kilometre yaklaşan bulutları bize haber veriyorlar. Makinenizi hazır tutun, çalıştırmaya başlayın diye.  Bizim bu makineden çıkan bir ses var. ‘Bomba’ İddiasının nedeni de o zaten. Bu sesi çıkaran da makinenin içindeki tüpler. Bu ses neyi sağlıyor? Suyun kristalleşmesini engelliyor. Bu ses de onu kırıyor. Buzun kristalleşmesini engelliyor. Doğa olaylarıyla ilgili bir kudrete sahip değiliz. Bu makine bulutun içindeki kristallenmeyi engelliyor. Buz oluşmasını engelliyor. Yağmur şeklinde bize geliyor. Biz daha yağmur yağdırıyoruz. Doluyu yağmura çeviriyor bu makine. Başka bir şey yapabilme kabiliyeti yok.
Biz malik değiliz ki.. Böyle bir güç yok. O Allah’ın gücü ama bilim var, teknoloji var. Sadece bilgiyi bilim ve teknolojiyle kullanabiliriz. Nedir o bilim? Ses dalgalarının buzun kristallenmesini engelleyip yağmur şeklinde yağdırmak. Bunu da keşfetmedim bilim adamları keşfetmiş. Çiftçiler olarak biz bunu kullanıyoruz.”

“İMRENECEKLERİNE HURAFECİLERİN PEŞİNDEN GİDİYORLAR”
Aydın, “Ne olduğu belirsiz bir adam ‘Osman Aydın bomba atıyor, bulutlarımızı dağıtıyor’ diyor. Hangi güç, hangi kuvvet bunu gerçekleştirebilir?  Böyle bir şey olabilir mi? Biz kimiz ki bulutları dağıtacağız. Böyle bir şey söylenebilir mi?
Ben teknolojiyi kullanıyorum ilçeye getiriyorum. Bunları ziraat odalarının yapması lazım. Teknolojiyi onların araması lazım. Benim değil bu görev. Ama ben böyle bir örnek getiriyorum. Herkes hurafecilerin arkasından gidiyor. Biz kayanın içine meyve bahçesi yaptık. İmrenip ‘Bizim tarlamız bunun on katı olur’ diyeceğine bunlara inanıyor” dedi.


“BANA RAPOR VERSİN, MAKİNEYİ SÖKÜP ATAYIM”
Aydın, sözlerini şöyle noktaladı:
“Benim nasıl hakkım olabilir de yağmur bulutlarını Çine’nin üzerinden dağıtacağım?  Nasıl bir güç bu ya? Geçen gün yağmur yağdı bizim buraya da yağdı yağmur. Ben bilmiyorum, tanımıyorum bu adamı. Bana gelsin söylesin bildiğini. ‘Ben bu eğitimi aldım’ desin. Rapor versin bende bu makineyi söküp atayım. Hangi üniversitede bu rapor var? Bu makine yıllardır tarımda kullanılıyor. Tarımcılar bu makineyi  pahalı olması nedeniyle alamıyor. Bu makine don zararlarını engelliyor. İki tane temel zarar var doğa olaylarından tarıma bir tanesi don bir tanesi dolu. Teknoloji ikisini de çözmüş. Bu makine bu arazinin tamamını koruyor.”