Efeler Belediye Başkanı Mesut Özakcan, yaşadığı sancılı adaylık sürecinin ardından CHP ile yollarını ayırarak Demokrat Parti’ye katıldı.

Her ne kadar Demokrat Parti’nin öz gücü ile seçim kazanacak potansiyeli olmasa da Özakcan bireysel oylarına güvenerek yola çıktı.

Yüksek özgüven isteyen bir karardı, Mesut Özakcan bunu yaptı.

Kararının doğru olup olmadığını 31 Mart akşamı hep birlikte göreceğiz.

Ama ‘yanlış’ olduğunu bugünden söyleyebileceğimiz bir konu var.

***

2 aydır Efeler’i karış karış gezip çalışan Mesut Özakcan, ulaştığı her seçmenden oy istiyor. Elbette ki isteyecek. Ancak bazı yerler var ki, orada seçim çalışması yapmak, Mesut Özakcan’a yarardan çok zarar getiriyor.

Hem Millet İttifakı Adayı Fatih Atay’ın hem de Cumhur İttifakı adayı Ümmet Akın’ın katıldığı Aydın Yeni Esnafspor’un dayanışma gecesi buna bir örnek.

Ondan birkaç hafta sonra düzenlenen Aydınspor 1923’ün dayanışma gecesi de bir başka örnek.

Son olarak Aydın Beşiktaşlılar Derneği’nin düzenlediği gece.

Üç programda da konuşma yapan Mesut Özakcan, CHP’den ayrılıp Demokrat Parti’den aday oluşunun kısa hikayesini anlattı. Devamında, “31 Mart’ta sandıkta buluşma” çağrısı yaptı.

Peki çağrısı, istediği etkiyi yaratır mı?  

Gördüğüm tablo, ‘yaratmaz’, hatta ‘yaratmadı’ diyor.

Neden mi? Anlatayım.

*** 

İnsanlar başka bir amaç için toplanmış, gündemleri farklı. Her gün anlatılan siyasi açıklamları niye dinlesinler ki? Oraya gelen siyasetçiden, kendi gündemlerine ilişkin söylemler bekliyorlar.

Grubun içerisinde Mesut Özakcan’ı destekleyenler muhakkak memnuniyet duyuyordur ancak onların dışındaki kitle için olumlu etkisi yok. Üstelik bu tavır, kararsız seçmende antipati yaratıyor.

Yani yarardan çok zarar veriyor.

3 ayrı gecede aynı söylemleri dinledik. Anlaşılan o ki, Mesut Özakcan’ı kimse uyarmıyor ya da Sayın Başkan uyarılara aldırmıyor.

İki ihtimal de vahim.