Savaş, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

O gün akşam “Kur Korumaları Mevduat Hesabı” çok önemli bir üründü. Milletimiz bugüne kadar AK Parti’yi desteklediği gibi bu ürünü beğenmiş ve satın almıştır. Bundan dolayı da kur aşağıya inmiştir. Hiçbir makro ekonomik gerekçeye dayanmayan kurun yükselmesi aynı şekilde “Kur Korumaları Mevduat Hesabı” ile aşağı inmiştir. Buna çok üzüldünüz ama yapacak bir şey yoktur. Bazı konuları tekrar hatırlatmakta yarar görüyorum. 2002 yılında AK Parti olarak iktidara geldiğimizde Merkez Bankası’nın toplam rezervi yaklaşık 27 milyar dolardı. IMF’den alınan 23,5 milyar dolar borç bulunmaktaydı. Toplam ihracatımızda 36 milyar dolardı. Aziz milletimizin bizlere verdiği yetki ile uygulamaya koyduğumuz mali disiplin ve yapısal reformlar sonucunda Türkiye’nin temel makro ekonomik göstergeleri birçok ülkeden daha iyi konuma gelmiş, IMF’ye olan borç kapatılmış, faiz oranları düşmüş, üretim kapasitesi artmıştır. Merkez Bankası rezervleri de 136 milyar dolara yükselmiştir. Ancak ülkemizin her alanda büyümesine ve uluslararası platformlarda söz sahibi olmasını hazmedemeyenlerin kurguladıkları senaryolar Gezi Olayları, 17-25 Aralık Yargı Darbesi, 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi ve terör saldırıları ülkemizin ekonomik göstergeleri üzerinde olumsuz etkilere neden olmuştur. Diğer taraftan içinde bulunduğumuz ve tüm Dünya ülkelerini derinden sarsan Kovid-19 salgını ile ekonomik göstergelerimizde bazı sapmalar yaşanmıştır. Ayrıca uygulamaya koyduğumuz yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve büyümeyi önceleyen ekonomik program kısa vadeli sermaye çıkışına da neden olmuştur. Tüm bu yaşananları fırsat bilen şer odakları ve işbirlikçileri kur üzerinden ülkemize ayar vermeye çalışmışlardır. Bundan sonra kur üzerinde ülkemize ayar verme son bulmuştur. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar hiçbir makro ekonomik göstergeye dayanmadığı gibi hiçbir ekonomik gerekçe ile de açıklanamamaktadır. Başta gelişmiş ekonomiler olmak üzere birçok ülkede Merkez Bankası tarafından uygulanan politika faizi gerçekleşen enflasyonun altında olmasına rağmen sanki yalnızca Türkiye’de negatif faiz veriliyormuş gibi bir algı oluşturularak, döviz kurları spekülasyonlara açık hale getirilmiştir. Türkiye güçlü hazinesi, kamu maliyesi, bütçe disiplini, bankacılık sistemi ve Merkez Bankası rezervleri ile Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde her türlü zorluğu ve komployu aşmaya muktedirdir. Yeni dönemde uygulanacak olan düşük faiz politikası ile cari işlemler açığı veren ülke konumundan çıkılacak, cari işlemler fazlası veren bir ülke konumuna geçilecektir. Dünya’nın en büyük 10 ekonominse bakıldığında cari işlemler fazlası vermenin ne kadar önemli görülmektedir. Eğer paranız rezerv para değilse gelişmiş büyük ekonomiler arasına girebilmek için cari işlemler fazlası vermek zorundasınız.