Demir açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Öncelikle vermiş olduğunuz yanıt için çok teşekkür etmekle birlikte ne yazık ki tatmin olabilmiş değiliz. Görüyoruz ki partiniz olayları bağlamından kopararak yine siyasi kaçamakların peşine düşmüş durumda. Bizlerin sorduğu soru çok net: İttifak ortağı olduğunuz HDP'ye Genel Merkeziniz ve Genel Başkanınızın tepkisi ne oldu? Adeta kuzuların sessizliğini andıran bu durum için sizler Genel Merkezinize herhangi bir çağrı yaptınız mı, yapabildiniz mi?

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tarihi birçok iftiharlarla doludur. Kuşkusuz ki bu iftiharların içerisinde Kıbrıs'ta bulunan soydaşlarımızı zulümden kurtaran 1974 Barış Harekatı da vardır. Ancak 1974 Kıbrıs Barış Harekatını sadece Cumhuriyet Halk Partisine ait göstermek bizce akıl tutulmasından başka birşey değildir. Rahmetli Bülent Ecevit ve rahmetli Necmettin Erbakan koalisyonu döneminde gerçekleştirilen harekat sırasında muhalefet bloğunda olan rahmetli Süleyman Demirel ile rahmetli Alparslan Türkeş bu bir milli meseledir diyerek harekat süreci boyunca muhalefet etmemiş ve tam anlamıyla bu koalisyon hükümetinin yanında durmuşlardır.

Oysaki bugün milli çıkarlar doğrultusunda, kurulacak bir terör devletinin engellenmesi adına Suriye'nin kuzeyine yapılan her operasyonun karşısında CHP yönetiminin set oluşturmaya çalışması, 1974 ruhuna saplanan bir hançer değil midir? Ülkemizin Doğu Akdenizde var olan çıkarlarını korumak adına Libya'nın Ulusal Mutabakat Hükümeti(BM tarafından tanınmaktadır) ile varmış olduğu stratejik ortaklığa geçmişte partinizin engel olmaya çalışması, 1974 Kıbrıs Barış Harekatının ruhuyla çelişmemekte midir? Hele hele Müslüman Türk Dünyasının kalbine saplanan bir hançer olan Karabağ'ın işgaline karşı geçtiğimiz sene Can Azerbaycan' ın Karabağ'ı özgürleştirmesi ve işgaline son vermesi sürecinde: "Türkiye bölgeye cihatçı teröristleri gönderiyor" diyerek, partinizin kendi devletine iftira atması ve uluslararası alanda zor duruma düşürmeye çalışmasının 1974 ruhuyla ne ilgisi vardır?

Mesele hamaset yapmaya gelince eski defterleri açan sizler 1964 yılında Kıbrıs Meselesi ile ilgili Amerikan Başkanı Johnson tarafından rahmetli İsmet İnönü'ye yazılan mektubu ve bu mektubun etkilerini neden görmezden gelmekte ısrarcısınız? Sevgili Başkan, bu meseleleri konuşmaya başlarsak inanın ciltler dolusu kitap yazmamız gerekir. O yüzden bu meselelerin açılması siyaseten sizi zora düşürmekten başka bir işe yaramaz .

Bizler liderimiz Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde ABD'ye tepkimizi; s-400 hava savunma sistemlerini alarak, Kuzey Irak'ta PKK terör örgütünün inlerini başına yıkarak, Kuzey Suriye 'de terör koridorunu paramparça ederek ve en nihayetinde Ermeni zulmü altında inleyen Karabağ' a Türkün şanlı bayrağını dikerek gösterdik ve hiç kuşkunuz olmasın ki göstermeye de devam edeceğiz. Peki sizler ne zaman bu meselelerde devletinizin yanında olmayı deneyeceksiniz?

Bu duygu ve düşüncelerle sizlere selam ve saygılarımı sunuyorum . Siz ben bu yanlışa ortak değilim diye açıklama yaptınız. Umuyoruz ki sizin bu milli meseleye gösterdiğiniz hassasiyetinizi partinizin liderleri de gösterirler. Allaha emanet olun."