Yıl 1990. Kurak bir yıl yaşanıyor tüm Aydın'da…

Ben de Çine-Topçam Barajı işletme ve bakım başmühendisi olarak, sorumlu olduğum bölgede kuraklığı en zararsız nasıl atlatırızın formüllerini arıyorum.

Özellikle; Çine Çayı'ndan sulama yapan çiftçilerin mağdur olmaması için, çayın içerisine iş makineleri ile setler yaparak suni göletler oluşturuyoruz.

Çine Çayı'ndan yararlanan ve oldukça geniş arazisi olan bir köy var; Çöğürlük Köyü.

Köyde; başta muhtarları olmak üzere herkes bize maddi-manevi destek olmakta…

Projemizi gerçekleştirmemize katkı sağlamakta.

Aralarından bir var ki; öyle fazla ekili arazisi olmamasına rağmen; insan üstü gayret göstererek bizim yanımızda yer alıyor… Köylüleri bilgilendirerek yönlendiriyor.

Daha sonra benim en iyi dostum ve kardeşim olan Arif Eriş.

Arazisi sulama şebekesi içerisinde olmaması ve bizimle iş ilişkisi bulunmamasına rağmen…

Çine’deki görevimden ayrılanana dek hep ziyaretlerime geldi…

Dostluğumuz aynı samimiyetle devam etti.

*

“Denge gazetesinde” köşe yazıları yazmaya başladığımda…

Gazetenin bürosunda bir muhabir arkadaşla tanıştırdılar…

İsminin Naci Eriş olduğunu söyleyince, hemen aklıma kadim dostum Arif geldi ve sordum:

- 'Arif Eriş ile bir bağlantısı var mı soyadının?' diye.

'Babam olur kendisi' deyince, sanki karşımda Arif’i görmüşçesine mutlu oldum.

Daha sonra…

Onun vesilesi ile “Manşet Gazetesi'nde” kısa bir süre basın dünyasında beraber olduk ve…

Şimdi de eşi Merve ile müştereken “Aydın Kulis” gazetesinde siz okurlarına hizmet etme çabasındalar.

BİZ KÖŞE YAZARLARININ BEKLENTİSİ…!

Defalarca yazdım…

Biz yerel gazete köşe yazarlarının kaderi mi yoksa ben mi bu konuda daha hassasım bilmiyorum?

Gazetelerden maddi hiçbir beklentimiz yoktur…

Sadece ve sadece gazete imtiyaz sahiplerinden beklentimiz…

Saygı...Sevgi…Hoşgörü ve Samimiyet..!

 Gazetelerine verdiğimiz o denli katkı ve desteğe karşı çok mu şey istiyoruz…?

Zaman ayırıyoruz…

İnternetten araştırma yapıyoruz…

Siyasilerle gerek telefon ile ve gerekse şifai olarak görüşüp, okurlarımıza özel bilgiler sunuyoruz…

Haber oluştururken maddi giderlerimizde oluyor zaman zaman ve hiç üzerinde durmuyoruz…

Tüm bunlara karşın…

Yukarıda ki beklentilerimiz de haksız mıyız…?

*

“Ayakta kalabilmek” başlıklı yazımda da belirttiğim gibi…

Köşe yazılarıma başladığım “Muhabir Gazetesinde”…

Her gazetede olduğu gibi umutla ve şevkle başlamıştım!...

O gün için belki de mecburdum zira; Aydın merkezli bir gazetede bana yer yoktu. (Nedenini tekrar yazmayacağım, devamlı beni takip eden okurlarım biliyorlar)

Nazilli’den de tüm Aydın’a hitap edebilirdim ve öyle de oldu!...

Bu arada; Mavi Didim Gazetesi'nde de aynı yazılarım vasıtası ile okurlarımla beraber oluyordum.

Neyse; sözü fazla uzatmadan sonuca gitmek istiyorum.

Bir köşe yazarının beklentisi olan davranışları bulamadığım için…

26.12.2018 tarihinde yazılarıma başladığım “Muhabir Gazetesi'ndeki” yazılarımı noktalamak zorunda kaldım.

Bundan böyle; bana yabancı olmayan ve daha önce de kendileri ile değişik gazetelerde beraber olduğum Naci Eriş’in imtiyaz sahibi olduğu “Aydın Kulis Gazetesi'nde” yazılarıma devam etme kararı almış bulunuyorum.

NEDEN BU İKİ GAZETE…?

Ben Sosyal Demokrat görüşe sahip…

Atatürk ilkelerini benimsemiş…

Demokrasi ve Cumhuriyeti özümsemiş…

Dini vecibelerini yerine getiren Laik yapıda bir Müslüman olan ve…

 ASLA BU GÖRÜŞLERİNDEN TAVİZ VERMEYEN bir kişi olarak…

Benim bu görüş ve düşüncelerimi benimseyerek saygı gösteren ve de destekleyen…

Aydın Kulis ve Mavi Didim gazeteleri imtiyaz sahiplerinin gazetesindeyim…!