Sayın Cumhurbaşkanı nasıl da güzel ifade etti MÜSİAD toplantısında değil mi?

‘Milletimizin seçim değil; geçimin derdinde olduğunun farkındayız’ diye. Lider, seçim sonucunu güzel okumuş takip ettiğim kadarıyla.

On yedi yıllık bir iktidar. Son seçimde dayatmayla ortaya çıkan ve kendi partisinin ittifak kararına muhalefet eden, sahada varlığıyla yokluğu belli olmayan adaylar, ‘ben neden aday olmadım’ diye teşkilata ve davaya ihanet eden, sağdan soldan, içten dıştan yıpratma ve yalnızlaştırma çalışmasında olanlar; bunun dışında Güney Amerika’da yaşananlar, Orta Doğu’daki sıkıştırmalar, şehit haberleriyle ateş düşen ocaklar…

Tüm bu kıskaçların ortasında 2023 vizyonu olan ve kahpe planların hedefinde geleceğin lider ülkesi Türkiye var. Uyuyacak zamanı oluyor mu bilmiyorum sayın Cumhurbaşkanının ama ortada uykuları kaçırır bir senaryo var.

Hedef kızıl elma, ondan şüphemiz hiç olmadı. Söğütte diktiğimiz fidanlar da çınar oldu, o konuda da mutabıkız. Gündemde konuşulacak ve tartışılacak en önemli konu olan ekonominin de şu anki durumu yadsınamayacak kadar ortada. Çık çıkabilirsen işin içinden. Faizler onca uyarıya ve mücadeleye rağmen almış başını gitmiş. Döviz kurları derseniz allak bullak, dış güçlerle  cebelleşir durumda.

Gelelim yurdum insanına… Düşmüşüz cebimizin telaşına. Kimimiz ekmek kavgası, kimimiz zenginlik yarışında. Asgari ücretle çocuk okutanlar, nasırlı elleriyle üç kuruş yevmiye kazanmaya çalışan Ayşe annem Mehmet amcam var. Düğün telaşıyla kredi çekip yuva kurayım derken borcun altında kalanlar, televizyonda gördükleri lüks hayata aldanıp, kredi kartı patlatanlar, hayatlarında zoru görmemiş; ülkemin zenginlikleriyle büyümüş, doksan doğumlu ve sonrasında hayata başlayanlar, aldığı haftalıkla pazara çıkıp haftalığı patates soğana bırakanlar.

Gelelim madalyonun öbür tarafına. Şu günlerde parasından para eksildi diye kara kara düşünen zenginler var, zor günlerde destek olmak yerine paranın gücüyle muhalif olanlar, son on yedi yılda sıfırdan gelip de geldiği yeri çok çabuk unutanlar var. Ne söyleyeyim şimdi, dipteki de haklı olarak gündemdeki olaylardan şikayetçi, zirvedeki de.

Haklı mı millet kendilerince? Haklı. Geçim derdine düşmüşüz zaten canım! Çocukların bile elinde son model telefonlar, son model teknolojik cihazlar tabi onlar teknolojik çocuklar. Hemen herkesin kapısında en az bir adet vasıtası var. Anasına babasına ya da engelli yakınına baktığı için devlet güvencesiyle maaş bağlanan insan sayısı bir o kadar. Bir günlük Bağ-Kur’lu olup da bu on yeni yıllık süreçte devletin imkanlarıyla emekli olan bir çok insan var. On dönüm arazisi olan çiftçinin kapısında on binlerce liralık traktör var. Araç kalabalığından park yeri bulunamayan bir sürü alışveriş merkezinin olduğu şehirlerimiz, parmakla göstermeyeceğimiz kadar.

Anlayacağınız var da var. Ne diyeyim ki şimdi! Neyleyelim geleceği, neyleyelim iki bin yirmi üçü, neyleyelim iki bin yetmiş biri değil mi? Gözümüzün önünde parçalanan Suriye’yi, Ortadoğu’da patlatılan birçok ülkeyi, Venezuela ve İran’la beraber sıranın bize geleceğini bu gözlerle görebilir miyiz ki?