Mısır üreticisinin durumuyla ilgili açıklama yapan CHP Çine İlçe Başkanı Tayfun Şahin, hükümetin tarım politikasını eleştirerek “Üretici kaderiyle baş başa bırakıldı” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çine İlçe Başkanı Tayfun Şahin, mısır üreticisinin durumuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Hükümetin tarım politikasının ithalata dayalı olduğunu söyleyen Şahin, ‘Paramızı neden çarçur ediyorsunuz?’ diye sordu.

“MISIR ÜRETİCİSİ KADERİYLE BAŞ BAŞA”

Şahin’in açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“İktidar partisi her yıl aynı senaryoyu oynatıyor. Mısır üreticimiz yine hüsrana uğratıldı yine kaderi ile baş başa bırakıldı. AKP’nin ithalatı pek bir seven Tarım bakanı olduğu sürece de çiftçimizin para kazanması ve ayakta kalması mümkün de olmayacaktır. Kendisi dünyanın en büyük dondurulmuş patates üreticisi Kanadalı firmanın Ortadoğu danışmanıdır. Tarım Bakanlığı döneminde Türkiye’de patates ithal yasağı kalkmış ve ithalatına başlanmıştır. Hem de sıfır gümrük vergisiyle. Sayın bakan ithal edilen tarım ürünleriyle ilgili olarak ‘Paramız var ki ithal ediyoruz’ demiştir. Sayın bakana sormak lazım, Türkiye hem kendi ihtiyacını karşılayabilecek hem de ihracat yapabilecek kadar tarım ürününü üretme imkanına ve kapasitesine sahipken neden paramızı çarçur ediyorsunuz?

“TÜCCARLARIN KUCAĞINA ATIYORLAR”

Şimdi gelelim mısır üreticimiz adına en üzücü duruma.  Eskiden silolarında, duvarlarında, tabelalarında ‘Ofis çiftçinin kara gün dostudur’ yazan ama şimdiki  AKP iktidarında her nasılsa artık silinen bu yazıların sahibi Toprak Mahsulleri Ofisi’miz ne iş yapıyor? Dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen şekliyle daha mısır alımına başlamadan, daha kapılarını mısır üreticisine açmadan fiyat belirleyip üreticiyi tüccarların kucağına atıyor. Üstelik destekleme fiyatı da belirlenmemiştir.

“PARA KAZANMASI MÜMKÜN MÜ?”

 İthalatçı Tarım Bakanımız 2019 yılında mısırın fiyatını bin 150 TL. yaparak yüzde 21 arttırdık cakası satıyor ama çiftçinin kullandığı mazotun,  gübrenin, elektriğin, suyun, tohum ücretlerinin zamlarından bahsetmiyor. Yani çiftçimiz aldatılıyor her zaman ki gibi. Hiçbir zaman da bu fiyata mısırını satamıyor. Mısırını teslim ederken rutubet oranı, yağ ve bileşenler oranı, mısır içindeki yabancı maddeler oranı düşüldükten sonra net fiyat belirleniyor. Üstüne birde nakliye gideri de düşülünce geriye kalan miktarla mısır üreticisinin para kazanmış olması mümkün müdür?

“ÜLKEMİZİ SÖMÜRENLERE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR”

Türkiye’nin mısır ithal ettiği ülkelerdeki üretim maliyetleri bizim çiftçimizden çok daha düşüktür. Tarım girdileri bakımından dışa bağımlı olan Türkiye dünyada mazotun en pahalı satıldığı ülkelerden birisidir. Gübredeki vergi indirimleri çiftçiye yansıtılmadığı gibi, fiyatlar sürekli olarak artmaktadır. Türkiye tükettiği gübrenin yüzde 90’ını ithal ediyor. En çokta azotlu gübre alıyoruz. Buna karşılık mısır üreticisinin yeterince desteklendiğini söylemek mümkün değildir. Unutmamak gerekir ki kendi çiftçisini desteklemeyen ülkeler, ithalat yoluyla başka ülkelerin çiftçisini desteklemiş olurlar. Başka bir ifadeyle son beş yılda enflasyon yüzde 100’den fazla artarken mısır alım fiyatlarındaki artış yüzde 59’da kalmıştır. Yani mısır üreticisinin gerçek geliri yüzde 20 oranında daha da düşmüştür. Üreticimizin mısırı, ülkemizi sömüren çok uluslu şirketlere çok ucuza peşkeş çekilmektedir.

“ÜLKENİN PARASI YABANCI ŞİRKETLERİN CEBİNE KONULUYOR”

 Türkiye’nin tarım ve gıda politikalarının uluslararası tekellerin kontrolü altında olduğunu kanıtlayan tarım bakanlığıdır. Bakanlığın politikalarını halk için, üretici için ve toplumumuzun ihtiyaçlarına göre değil, uluslararası gıda tekellerinin talep ve istekleri doğrultusunda yola koymaktadır.  Tarım Bakanlığı'nın Kanadalı bir gıda şirketi olan Mcccain Foods'un danışmanlığını yapmış bir kişiye, yani Bekir Pakdemirli'ye teslim edilmesi, bir şanssızlık mıdır? Bakan bey  ‘paramız var ki ithalat yapıyoruz’ dediğinde, gerçekten bu ülkede yaşayan halkını mı düşünmektedir?  Pakdemirli 'haydi ithalat yapalım' dediğinde, geliştirilecek bir ürün politikası sunmamaktadır,  aksine bu ülkenin parasını buradan alıp, yabancı şirketlerin, uluslararası tekellerin cebine koymaktadır.”